Kadir İnanır ve Kürt Sorunu скачать в хорошем качестве

Kadir İnanır ve Kürt Sorunu

Yaklaşık yüz yıl önce dünyada büyük bir kaos hali kapitalizmin gelişimiyle birlikte oluştu. Bu kaos durumundan dünya halkların çoğu kapitalizmin model olarak dayattığı ulus-devlet anlayışı çerçevesinde devletleştiler. Bu paylaşımdan nasibini alamayan tek yoğunluklu ve bulunduğu topraklarda çoğunluklu olmasına rağmen devletleşemeyen ve adeta devlet şeklinde uluslar bir paylaşıma giderken kürde bir pay bırakmadılar. Burada birçok faktör var tabiki. Kürtlere komplo aldatma şeklinde yaklaşmaları veya işte kürtlerin devlet geleneğinin çok fazla olmaması. Bu kürtler için devlet uygarlığına bulaşmaması açısından olumlu bir durum olsa da kendisi dışında herkesin devletleşmesinden kaynaklı tümden örgütsüz kaldığı için devletli ulusların sömürgesi haline getirildi. Burada belki de en önemli sorun yine kürdün kendisinden kaynaklandığını görmek gerekir. Evet devletçi olmamak olumlu fakat devletsiz olmak örgütsüz olmayı beraberinde getirmez. Çünkü biliyoruzki devlet yokkende toplumlar örgütlü ve belli bir politik çerçevede bir toplumsallığı vardı. Son paylaşım savaşında kürtlerin örgütsüzlüğünün temelinde öne çıkan onun içinde düşmanın geliştirdiği ihanet çizgisidir. Bu çizgi tarafından 100 yıldır kürt halkını farklı ulus mantığı çerçevesinde gelişen devletlerin jandarması ucuz iş gücü ve havası suyu toprağı kendi ulus gerçekliğine karşıt anlayışlara peşkeş çekildi. Bu çizgi kürtler arasında asimilasyonun da truva atı haline getirildi. Bunlar kraldan çok kral Türkten çok Türk Araptan çok Arap Farstan çok Fars olmuş, oluyorlar. Bunlar adeta GDO denilen genetiği değiştirilmiş organizma gibidir. Kürt'ün doğasını bozan onu düşmana peşkeş çeken  tarihin  en hain yapısıdır. Bugün 4 parçaya bölünmüş kürdistanın onuruna sahip çıkan yiğitlerine bölücü diyecek kadar gerçeğinden uzak kalmış bu yapı kendi celladına aşık bir eda ile kendi gerçeğine en çok saldıran bir pozisyonu paylaştıklarının farkında bile değildir. Bu yüzden Genetiği değiştirilmiş organizma diyorum bunlara. Kürt doğasına Arap Türk Fars genetiği enjekte edilmiştir. Tabi bu Kürtten sömürgecilerine benzetme girişimi islamın istismarı üzerinden yapılmıştır. Ve hemen hepsi ırk veya etnisiteyi tümden değersiz sıradan bir olay olarak ele alırlar. Dil etnisite insanın kendi doğasıdır. Doğa islamın tarifine göre fıtrattır. Kaşlarını alan kadına veya herhangi bir yerine estetik operasyon yapan kadına veya erkeğe doğasını yani fıtratını bozduğu iddiasıyla İslam dışı olduğu söylenir fakat bir insanın doğasının en önemli kısmı dil ve kültürün saldırı altında olması onları yaralamamaktadır. Çünkü onların savunduğu din İslam değil ulusdevlettir. Milliyetçilik onların dini haline gelmiştir. Onlar İslam ile iç içe bu dini yaşadıklarında İslam açısından kendilerini temizlediklerini düşünür fakat bu çok açık şirktir. İslamın değil Ulus devletin gereği farklı dil ve inançlar bastırılır ve yok sayılır. İslamın yönetme pratiğinde farklı din ve inançlara saygıyı Medine vesikasında görüyoruz. İslam hiçbir etnisiteyi veya inancı ötekileştirmemiştir. Bugün İslamı ağzına alanlar Ulus devletin savunusunu yaptığını göremiyorlar. İslamda Arap devleti Türk devleti Kürt devleti veya Fars devleti yoktur. Medine vesikasında da görüldüğü üzere adalet devleti vardır. Adaletin olduğu bir yerde sadece bir inancın veya kimliğin gerekleri karşılanmaz. Bütün din ve etnisite adil (adı üstünde adalet devleti) şekilde kendi temsilini bulur.