У нас вы можете посмотреть бесплатно Kuantum Teorisi I 4K или скачать в максимальном доступном качестве, видео которое было загружено на ютуб. Для загрузки выберите вариант из формы ниже:
                        Если кнопки скачивания не
                            загрузились
                            НАЖМИТЕ ЗДЕСЬ или обновите страницу
                        
                        Если возникают проблемы со скачиванием видео, пожалуйста напишите в поддержку по адресу внизу
                        страницы. 
                        Спасибо за использование сервиса ClipSaver.ru
                    
20. Yüzyılın başında ünlü bilim insanı Albert Einstein’ın ortaya attığı "görecelik kuramı" fizik tarihini baştan aşağı değiştirmişti. Hemen peşindense kuantum fiziğinin ortaya çıkışı yepyeni fizik kurallarını ortaya çıkardı. Planck, Einstein, Bor, Schrödinger, Heisenberg gibi bilim insanlarının katkılarıyla kuantum teorisi ortaya çıktı. Kuantum kelimesi Latince de nicelik kuantum fiziğinde ise parçacık anlamındadır. Alman fizikçi Max Planck, 1.900 yılında kuantum teorisi adıyla ilk bilimsel çalışmasını yayınladı. Bu teoriye göre enerji düz ve sürekli değil, kesik, kopuk, ardışık, noktasal, paketçikler halinde yayılıyordur. Buna göre ışık hem madde hem de dalga özelliği taşımaktaydı. Foton denilen maddeciye uzayda bir de dalgacık eşlik etmekteydi. Yani ışık uzayda yol alırken bir dalga gibi önüne engel çıkınca da aktif bir parçacık gibi davranmaktaydı. Aslında maddeyle enerji farklı şeyler değildi. Diğer bir deyişle materyalist bakış açısının iddiasının aksine madde sabit değildi ve gerektiğinde dalga gibi hareket ediyordu. Evrendeki her şey parçacıktı ve kuantum düzeyinde sistemlerin durumları belirlenemediğinden belirsizlik ilkesi hakimdi. Parçacıkların durumu gözlem yapılamadığındaki farklı fiziksel durumlarının kompleks bir karışımı şeklinde ifade edilir. Ancak bunun doğrudan maddi bir karşılığı yoktur. Gözlem yapıldığındaysa bunlardan biriyle karşılaşırız ama hangisiyle karşılaşacağımızı bilemeyiz. Yalnızca hangi olasılıkla karşılaşacağımızı söyleyebiliriz. Kuantum fizikçisi Richard Feynman Kuantumun materyalizmle ilgili değerleri yok edişini şu sözlerle açıklar: "Elektronların ve ışığın nasıl davrandıklarını artık biliyoruz. Nasıl mı davranıyorlar? Parçacık gibi davrandıklarını söylersem yanlış izlenime yol açmış olurum. Dalga gibi davranırlar desem yine aynı şey. Onlar kendilerine özgü benzeri olmayan bir şekilde hareket ederler. Teknik olarak buna kuantum mekaniksel bir davranış biçimi diyebiliriz. Bu daha önce gördüğünüz hiçbir şeye benzemeyen bir davranış biçimidir. Bir atom bir yay ucuna asılmış, sallanan bir ağırlık gibi davranmaz. Çekirdeği saran bir bulut veya siz tabakasına da pek benzemez. Daha önce gördüğünüz hiçbir şeye benzemeyen bir şekilde davranır. En azından bir basitleştirme yapabiliriz. Elektronlar bir anlamda tıpkı fotonlar gibi davranırlar. İkisi de aynı şekilde acayiptir. Nasıl davrandıklarını algılamak bir hayal gücü gerektirir. Çünkü algılayacağınız şey bildiğiniz her şeyden farklıdır. Bunun neden böyle olabildiğini hiç kimse bilemiyor." (Richard Feynman, “The Character Of Physical Law”, s. 149-151) Bilim insanları maddenin sabit, durağan olduğuna artık inanmıyorlar. Kuantum maddenin varlığıyla açıkladığımız dış dünyanın ortaya çıkışının aslında ruhla bağlantılı olduğunu ortaya koydu. Yani madde dediğimiz kavram bizim algımızla bağlantılı, bizim algıladığımız ya da hissettiğimiz maddi dünya aslında beynimizin içindeki bilgiler ile vücut buluyor. Dışarıdaki madde beynimize asla tesir etmiyor. Biz dışarıdaki maddeye göre değil, beynimizdeki madde algısına göre yaşıyoruz. Maddenin zihnimizdeki halini biliyoruz. Fiziğin ortaya koyduğu gerçek şudur, her şey bir algılayanın varlığına bağlıdır. Kuantum fiziğinin getirdiği “maddesizlik ilkesi” materyalistleri zor ve açmaz bir durumda bırakmıştır. Kuantum fizikçisi Nick Herbert bu durumu şöyle açıklar: "Modern bilimin hiçbir gelişmesi, insan düşüncesi üzerinde kuantum teorisinin ortaya çıkışından daha derin bir etki bırakmamıştır. Yüzyıllar boyunca oluşan düşünce kalıplarından acı çeken bir kuşak öncenin fizikçileri, yeni bir metafiziği kucaklamak zorunda kaldılar. Bu yeni yönelmenin yol açtığı sıkıntı günümüze kadar devam etti. Temel olarak fizikçiler ciddi bir kayıpla karşılaştılar. Gerçeğe olan bağlılıkları." (Nick Herbert, “Elemental Mind: Human Consciousness and the New Physics”, s. 143) …Yerde ve gökte zerre ağırlığınca hiçbir şey Rabbinden uzakta (saklı) kalmaz. Bunun daha küçüğü de, daha büyüğü de yoktur ki, apaçık bir kitapta (kayıtlı) olmasın. (Yunus suresi, 61)