У нас вы можете посмотреть бесплатно İnsanoğlu yapı olarak etçil midir? otçul mudur? - Dr. Murat Kınıkoğlu Sağlıkta Doğrular или скачать в максимальном доступном качестве, видео которое было загружено на ютуб. Для загрузки выберите вариант из формы ниже:
Если кнопки скачивания не
загрузились
НАЖМИТЕ ЗДЕСЬ или обновите страницу
Если возникают проблемы со скачиванием видео, пожалуйста напишите в поддержку по адресу внизу
страницы.
Спасибо за использование сервиса ClipSaver.ru
Et, günümüz insanının vaz geçemediği besin maddelerinden biridir. Ortalama bir insan hayatı boyunca tam 7.000 hayvan yer. Soru şu: et yeme alışkanlığı bize tarih öncesi devirlerde yaşayan atalarımızdan mı miras kaldı yoksa zaman içinde yapımıza, bünyemize uygun olmadığı halde bir şekilde et yemeye mi başladık? Bir başka şekilde soracak olursak vücut anatomimiz et yemeye mi uygun yoksa sebze, meyve, tahıl, bakliyat gibi bitkisel besinler yemeye mi? Etkisi altında kaldığımız bu av sahneleri, ok atmalar, et parçalamalar başka şekilde düşünmemizi engelliyor. Taş devri deyince mızraklarla mamutları öldüren, oklarla geyikleri avlayan insanlar aklımıza geliyor. Oysa çalışmalar milyonlarca yıl önce insanoğlunun bir avcı değil daha çok av olduğunu gösteriyor. Vahşi hayvanların saldırısından korunmak için gruplar halinde dolaşıyor, ateş yakıyor, ya da mağaralara saklanmak zorunda kalıyorduk. Fiziksel olarak çok güçsüzdük. Boyumuz bugün olduğundan çok daha kısaydı, bağırsaklarımızdaki parazitler ve geçirdiğimiz hastalıklar yüzünden çelimsiz ve zayıftık. Etçil miyiz, otçul muyuz sorusunu cevaplamanın yollarından biri et yiyen hayvanlarla ot yiyen hayvanların anatomilerini kıyaslamaktır. Burada etçil ve otçul hayvanlardan birer örnek görüyorsunuz, isterseniz aslanın yerine köpek, atın yerine inek veya başka bir memeliyi koyabilirsiniz. Kıyaslamaya dişlerden başlayalım, Dişlerimiz aslanın dişlerine mi benziyor, yoksa atın mı? Etle beslenen hayvanların köpek dişleri avı yakalamak ve eti parçalama fonksiyonu görmek için sivri ve keskindir. Bu dişler biz insanlarda aynı otçullarda olduğu gibi küçük ve düzdür, buna karşılık arkada öğütücü fonksiyon gören gelişmiş molar dişlerimiz vardır. Otçul hayvanlar ve insanlar çiğnerken çenelerini yana doğru hareket ettirebilirler. Buna karşılık etçil hayvanlar da sadece açıp kapama hareketi vardır, öğütme işi gören yan çene hareketi gelişmemiştir. İnsanlar ve otçul hayvanlarda kaçan bir hayvanı yakalama fonksiyonu olmadığı için ağzın açılması kısıtlıdır. Buna karşılık etçil hayvanlarda ağız açısı geniştir. Kök bitkilerdeki nişastayı sindirebilmemiz için nişastanın şeker parçacıklarına dönüşmesi gerekir. İnsan tükürüğünde aynı otçul hayvanlarda olduğu gibi nişasta parçalayan amilaz enzimi vardır. Bu enzim kedi köpek gibi etçil hayvanlarda bulunmaz. Etçiller yiyeceklerini fazla çiğnemeden yutarlar, insanlar ve otçullar hazım olayına ön hazırlık için besini iyice çiğnemek, tükürükle sindirime hazır hale getirmek zorundadır. Köpek ve kedilerin nasıl su içtiğini görmüşsünüzdür. Dillerini kullanırlar, biz insanlar suyu aynı otçul hayvanlar gibi içimize çekerek, yudumlayarak içeriz. Vücud ısısının artmasını terleyerek engelleriz. Otçul hayvanlar, örneğin atlar, aynı biz insanlar gibi terler. Etçil hayvanlar ise terleyemedikleri içi ısı dengesi için dillerini kullanırlar. Sıcak havada koşan köpeklerin ağızlarını açıp dillerini dışarı çıkardıklarını görmüşsünüzdür.