У нас вы можете посмотреть бесплатно Maviş Güneşer - Metin & Kemal Kahraman/Garibem Efendim Kapına Geldim (Kul Veli/Çorum) Erdal Erzincan или скачать в максимальном доступном качестве, видео которое было загружено на ютуб. Для загрузки выберите вариант из формы ниже:
Если кнопки скачивания не
загрузились
НАЖМИТЕ ЗДЕСЬ или обновите страницу
Если возникают проблемы со скачиванием видео, пожалуйста напишите в поддержку по адресу внизу
страницы.
Спасибо за использование сервиса ClipSaver.ru
GARİBEM EFENDİM KAPINA GELDİM Garibem efendim kapına geldim Misafir olmuşam bir han içinde Efendim sultanım Aradım huriyi gılmanı buldum Cevahir olmuşam mercan içinde Her nereye varsam seni bulurum Meğer sensiz karar edip dururum Efendim sultanım Bir acayip gezisinden bilirim Bunca milletlerde bir can içinde Aşık alemlerde olmuşsan hayal Süzülmüş ballardan olmuşsun zülal Efendim sultanım Dişlerin incidir kaşların hilal Menendin yoğumuş cihan içinde Seydi yarim der ki keremler senden Ne kemlikler ettim vazgeçtin benden Efendim sultanım Ne mümkün sevdiğim vazgeçmek senden Meğer kelam döner meydan içinde Kul Veli (Çorum) 2019 yılı 1 Haziran tarihinde Dersim Mazgirt Muhundu beldesi Şöbek köyünde gerçekleşen Hüseyin Cevahir'i anma toplantısından bir türkü kesiti. Etkinliğe Maviş Güneşer, Kemal Kahraman, Metin Kahraman ve Erdal Erzincan' türküleri ve ağıtları ile katıldılar. Mahir Çayan ve Ulaş Bardakçı ile birlikte sloganlarla halkın dilinde destan olan 68 kuşağının devrimci önderlerinden THKP-C kurucularından olan Hüseyin Cevahir, aynı zamanda Şöbek köyünde alevilikte önemli bir ocak olan Baba Mansur Ocağının temsilcisi olan evde doğmuş ve büyümüştü. İlkokulu Muhundu’da ortaokulu Pülümür’de, liseyi Erzincan Lisesinde bitiren Hüseyin Cevahir; İstanbul Tıp Fakültesi’nde üç yıl okudu. Ardından Ankara siyasal bilgiler de öğrenci oldu. Mahir Çayan ve Yusuf Küpeli ile birlikte devrimci faaliyet yürüttüler. TİP ile başlayan siyasal sürecinde belirli bir zaman sonra bir kopuş yaşadı. TİP siyasi olarak gelişen sınıf mücadelesine hem teorik olarak hem de pratik olarak cevap olamadığını düşündüğü için bir grup arkadaşı ile birlikte TİP‘ten ayrıldı. Mahir Çayanlar ile birlikte Milli Demokratik Devrim çizgisinde olan Mihri Belli etrafında yan yana geldiler. Daha sonra oradan da ayrılarak Türkiye Halk Kurtuluş Partisi – Cephesi'ni (THKP-C) kurdular. 29 Mayıs 1971 de İstanbul Maltepe'de Mahir Çayan ile birlikte evleri kuşatıldı ve 51 saat boyunca çatışma yaşandı. Çatışmaların ardından vücudunda 83 kurşun bulunan Hüseyin Cevahir katledilirken Mahir Çayan yaralı olarak tutsak düştü. Hüseyin Cevahir'in doğduğu ve Baba Mansur Ocağının evi olan mekanda gerçekleşen etkinlik boyunca ailesi ve yakınları tarafından hayatı ve anılarından bahsedildi ve Türkü ve ağıtlar söylendi. Türkiye devrimci hareketinin önder isimlerinden birisi olan Hüseyin Cevahir'i saygı ile anıyoruz. Arkadaş Zekai Özger tarafından Hüseyin Cevahir için yazılmış bir şiir.. 00:00 açılış 00:24 Kürtçe açılış ezgisi 04:35 Şiir 04:55 Garibem Efendim AŞKLA SANA alnını dağ ateşiyle ısıtan yüzünü kanla yıkayan dostum senin uyurken dudağında gülümseyen bordo gül benim kalbimi harmanlayan isyan olsun şimdi dingin gövdende uğultuyla büyüyen sessizlik birgün benim elimde patlamaya sabırsız mavzer olsun başını omzuma yasla göğsümde taşıyayım seni gövdem gövdene can olsun söyle bana ey ölümün açıklayıcı pervanesi hangi yavru tek başına yiğittir hangi yangın bir başına söndürülür ah herkes susuyor hiç kimse bilmiyor içimin yangınını ah herkes mi susuyor kalbimi kalbine bağladım dostum ah herkes mi susuyor kalbi kalbimize benzeyen dostlar bir çarmıh gibi bırakıyorken kendini dünyaya hayatın ateş renkli kelebekleri bir bir tutuluyorken korkunç koleksiyonlar için ah herkes mi susuyor bağırsam içimdeki dehşeti hırsım deler mi toprağı beni acısıyla onduran dostumu aşkla vurduran hayat sana yaşananla harlanan bağrımın sevdasını akıttım dünyanın yeni baharına çatlarken kadim güneş bağrım delinirken fidanların kanıyla anamın doğurgan karnıdır diye sevgilimin sütlenecek göğsüdür diye dostumun üretken gülüdür diye sana bağlandım sana sarıldım beni umutsuz koma tarihle avutma beni çünkü aşkla sınanmışım sana sana yangınla, suyla, ateşle ölümle, yaprakla, şiirle sınanmışım ey yaşarken kanayan acı şimşekli gök, tufan, kan fırtınası uçurum kıyısında hızla büyüyen ot yapraksız bir ölümün anısı için körpecik kuzuların derisi için beni tarihle avutma umutsuz koma beni akıtsam deliren sevdamı köpürür mü hayatı besleyen su ey benim yedi başlı kartalım her başını bir dağ başlangıcında koyanım senin böyle diri bir akarsu gibi kıvrılan gövdendir bizim aşkımızı solduranların korkusu çünkü elbette bir su kendi akacağı toprağın sertliğini bilir ve suyun gövdesiyle yırtılınca toprak artık ırmak mı ne denir işte devrim ona benzer bir akışın hızına denir yarın ne olur bilirim ben bahar gelir, otlar büyür ölüm de yapraklanır bir dağ bulur uzun uzun bakarım bir çam ağacı gölgesi güzel kokular veren bir damla güneş görünce sana da gülümseyeceğim yarın şimdi senin uzanıp yattığın otlarda yarın yeni bir yeşillik büyüyecek