У нас вы можете посмотреть бесплатно ALAPLI Zonguldak - Batı Karadeniz Kıyı İl ve İlçe Merkezleri 14 или скачать в максимальном доступном качестве, видео которое было загружено на ютуб. Для загрузки выберите вариант из формы ниже:
Если кнопки скачивания не
загрузились
НАЖМИТЕ ЗДЕСЬ или обновите страницу
Если возникают проблемы со скачиванием видео, пожалуйста напишите в поддержку по адресу внизу
страницы.
Спасибо за использование сервиса ClipSaver.ru
Balıkçılık ve fındık üretimi yapılmaktadır. Erdemir Demir Çelik’in yan sanayisi de buranın geçim kaynaklarındandır. Nüfusunun çoğunu işçiler oluşturmaktadır. İlçede iplik ve fındık fabrikaları mevcuttur. İlçe Zonguldak-Düzce karayolunun Ereğli-Akçakoca arasında ve Ereğli İlçesine bağlı bir bucak iken 1987 yılında ilçe olmuştur. Ereğli’nin bugünlerde İl olması bekleniyor. Ereğli il olduğu takdirde Alaplı Zonguldak’tan çıkarılıp Ereğli’nin bir ilçesi olacaktır. İlçe sınırlarında bulunan Gümeli Beldesi sınırlarında bulunan Bölüklü Yaylası'nda 2010 yılından beri Bölüklü Yayla ve Bal Festivali düzenlenmektedir. Yaylada laboratuvar ortamında yapılan incelenmede saptanan 4.100 yaşını aşkın bir porsuk ağacı bulunmaktadır. Bu ağaç dünyadaki en yaşlı 5 ağacından biridir. 1851`de Alaplı Kastamonu Vilayetinin, Bolu Sancağının Kazası durumundadır. Kazalar o sıralarda ayanlar tarafından idare edilmektedir. İstanbul ile sürekli olarak çatışan Yazıcı Zade Hüseyin Bey, hükümet tarafından aşar gelirleri bahane edilerek hakkında dava açılır ve Meclis-i Vala-yı Ahkam-ı Adliye tarafından mahkum edilir ve başka bir yere sürülmesi kararlaştırılır. Hazırlanan evrak o dönemin Osmanlı Padişahı 1. Abdülmecid tarafından onaylanır. Yazıcı Zade Hüseyin Bey kısa bir süre sonra Alalplı' dan uzaklaştırılır. Kesin olmamakla birlikte büyük bir olasılıkla bu uzaklaştırma Yugoslavya`nın Priştine şehrine olur. Yazıcı Zade Hüseyin Bey buradaki görevini bitirdikten sonra Gelibolu üzerinden memleketi Alaplı’ya tekrar geri döner. Osmanlı döneminde Topkapı Sarayı ve Eski Saray, Alaplı odunu ile ısınıyordu. Osmanlı Deniz Donanması'nın gemileri Alaplı' da bulunan Orhan Dağları ve bu sıradağa bağlı dağlardan kesilen odunlardan yapılmıştır. Orhan Dağları ve bu sıradağa bağlı dağlardan kesilen odunlar, arabalar ve suyolu ile Alaplı’ya indirilir ve burada, kereste ve odunluk olarak ayrılırmış. Bunların büyük bir kısmı da deniz yolu ile Istanbul'a nakledilirmiş. Geçmişteki bu yoğun ticari ilişkisi beraberinde bölgedeki dengeleri hassas bir duruma sokarken, Alaplı’yı yöneten kişiler ile İstanbul arasında gizli bir çatışmayı da beraberinde getirmiş. Odun işinin zahmetli olması ve iyi gelir getirmesi alan ile satan arasında her zaman sorun olmuştur. Bu sorunları aşmak için İstanbul Hükümeti dönem dönem tezkireler yayınlamıştır. Alaplı merkezde geçmişte Rum ve Ermenilerin yaşadığı bilinir. Müslüman ve yerli halk buraya Alaplı derken, Rumlar Alaplı'yı Samakol olarak adlandırmışlardır. Ermeniler sanatkârlıkla uğraşırken, Rumlar'da bölgede ticaretle uğraşmışlardır. Bölge tarihi eserler bakımından zayıf olduğu gibi, tarihe geçmiş büyük şahsiyetler de yetiştirememiştir. Adet ve ananeleri geleneksel, folklorik ögeleri zayıftır. Çevreye Selçuklular ve Osmanlıların sonrası ışık tutmaktadır. Alaplı'ya bağlı köylerin isimleri, Osmanlı Ordusu'nda ki çavuşların, sanatkârların, imamlar ve şeyhlerin adlarıyla anılır. Alaplı adı tarih içinde değişik şekillerde geçmektedir. Alaplı kelime yapısı bakımından ilk etapta manasız gelebilir. Ama bölgenin tarihi biraz incelendiğinde Alaplı isminin, Osmanlı Padişahı Orhan Bey'in komutanlarından Ali Alp Bey’den geldiği üzerinde eğilimler çoğalır. Alaplı'ya yakın olan Akçakoca, Karamürsel, Konuralp bölgelerinin ismlerinin de Orhan Beyin komutanlarından olan kişilerin isimlerinden geldiği bilinmektedir. Bu komutanlar Osman Beyin oğlu Orhan Bey'in emriyle Sakarya, Düzce, Akçakoca ve Alaplı bölgelerini Osmanlı beyliğine katmışlardır. Bu nedenle Alaplı isminin Ali Alp dan gelme ihtimali oldukça yüksektir. İlçenin ismi ile ilgili diğer bir olasılık daha var. İlçenin bilinen ilk yerleşenleri Cenevizlilerdir. 1326 yılında Hereklea’nın Orhan Gazi tarafından fethedilmesinde kullanılan atların “Al” renkte olduğu ve bu nedenle İlçeye Alatlı denildiği bilinmektedir. Zamanla Alatlı ismi Alaplı halini almıştır. İlçe halkının ise köken olarak Karamanoğullarının kıvırcık boyundan geldiği söylenmektedir. Osmanlı topraklarına katılan Alaplı bölgesine yerleştirilen Türk boylarının kadınları, kırsal alanda çiftçilik yapmışlar, yetiştirdikleri meyve ve sebzeleri Alaplı'nın içinde oturan Ermeni ve Rum'lara satmışlardır. Mallarını satmak için merkeze inen Türk boyları kadınlarını çarşıya sokmamışlar, 'kadınlar pazarı' diye bölünmüş ve yalnız Rum ve Ermeni kadınlarının alışveriş yaptığı yere bırakmışlardır. Bu gelenek günümüzde hala sürmektedir. Hafta içerisinde çarşamba günleri bostanında yetiştirdiği meyve sebzesini köylü kadınları eski pazar yerinde bulunan alanda satmaktadır. İlçenin en önemli akarsuyu olan Alaplı Çayı İlçeyi ikiye bölerek ilçe merkezinden denize dökülmektedir. İlçenin en yüksek tepesi olan Bakacaklıyayla Tepesi 1637 m yüksekliktedir. İlçede İstihdam alanlarını ERDEMİR, TTK, kamu kurumları, küçük ve orta ölçekli sanayi işletmeleri oluşturmaktadır ve fındık yetiştiriciliği İlçe halkının en önemli geçim kaynakları arasındadır. Music by: https://www.bensound.com License code: DPBZLG9JBAFQGCNA