У нас вы можете посмотреть бесплатно Osmanlı HAREMİ Hakkında Bilmediğiniz Gerçekler или скачать в максимальном доступном качестве, которое было загружено на ютуб. Для скачивания выберите вариант из формы ниже:
Если кнопки скачивания не
загрузились
НАЖМИТЕ ЗДЕСЬ или обновите страницу
Если возникают проблемы со скачиванием, пожалуйста напишите в поддержку по адресу внизу
страницы.
Спасибо за использование сервиса ClipSaver.ru
İlginç Ama Gerçek Sunar... Amatör olarak seslendirme yapmaya çalışıyoruz. Sürçü lisan edersek affola :) Hayata Dair her şeyi kanalımızda bulabilirsiniz. Destek için abone olmayı unutmayınız :) Videolarımızın Devamı İçin Kanalımıza Abone Olmayı Unutmayınız.. Harem deyince yıllarca yerli ve yabancı kimi tarihçi, araştırmacı ve gazeteciler ile toplum kesimlerinin aklına hep müstehcenlik gelmiştir. Şimdiye kadar Harem bağlamında çekilen iç ve dış kaynaklı birçok film, dizi ve belgeselde güya sanat adına alabildiğince cüretkar ve pervasız bir teşhirci sunumla olaya yaklaşılmıştır. Batılı yazarların Haremle ilgili yazdıkları müstehcenlik içeren romanlar gibidir. Haremdeki cariyeler Hareme eğitilmek ve sonra da ya padişahla ya da devlet görevlileri ile evlendirilmek için alınırdı.Hareme, Hadımağası dışında hiçbir erkek giremezdi. Yabancılardan ise hiçbir erkek ve kadın hareme alınmazdı.Bu yüzden hiçbir Batılı yazar aslında Haremi hiç görmedi. Batılı yazarların Haremle ilgili fantezileri bir hayal ürünüydü. Padişahlar dönemin hukuk kuralları gereğince de cariyelerin sadece kol, ayak, yüz ve başlarına bakabilirlerdi.Bu nitelikteki eser ve yapımlar, toplumdaki Osmanlı imajına hasar vermesi bakımından bir tehdit olarak önümüzde durmaktadır. Gelelim tarih aynasında gizlenen harem gerçeğine. II. Murat a kadar Osmanlı padişahları ya kendi çevrelerindeki kızlarla ya da savaştıkları kralların kızlarıyla evlendiler. Bu yüzden Osmanlı da bir harem teşkilatı yoktu. Harem ve Enderun Mektebi İstanbul un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmet tarafından kuruldu. Böylece erkekler Enderun da kızlarsa Harem de eğitilmeye başlandı. Harem sanıldığı gibi bir kısrak yuvası değil tıpkı Enderun gibi bir eğitim kurumuydu. Haremin Türk geleneklerinde yer almamasına rağmen Fatih tarafından kurulmasının başlıca nedeni, güvenlik ve devlet sırlarının açığa çıkmasını engellemekti. Harem-i Hümayun adı üstünde girilmesi birçok saray görevlisine bile yasak olan, giren çıkanın izne tabi ve sayılı olduğu dış dünyaya kapalı bir mekandı. Haremdeki eğitimde dini-ahlaki terbiye esas alınırdı. İslam’ın temel ilkelerine uymak ve ibadetlerini layığında yerine getirmek Harem ahalisinin görevlerindendi. Haremdeki kadınlar ibadetlerini büyük bir bağlılıkla yerine getirir, beş vakit namazlarını cemaatle kılarlardı. Sultan Reşad bu konuyla ilgili şöyle buyurmuştur, ‘’Namaz kılmayanlara, oruç tutmayanlara verdiğim tuz ve ekmeği haram ediyorum.’’ Görüldüğü gibi sarayda uhrevi bir ortam hakimdi. Haremde kimse padişahı istediği zaman göremez, padişahın yanında çağrılmadan giremez, izin vermedikçe yanına oturamaz ve konuşamazdı. Padişah Harem’e girerken içeriye haber verilir ve onun geçeceği yol üzerindeki bütün dairelerin kapıları kapatılırdı. Kazara bir cariye padişahla karşılaşacak olsa yaptığı edepsizlik sayılır ve cezalandırılırdı. Görüldüğü gibi, söylenenlerin aksine Harem bir kültür okulu ve nezaket yuvası olarak karşımızda durmaktadır.