Karl Popper Hayat Bir Problem Çözme Sürecidir скачать в хорошем качестве

Karl Popper Hayat Bir Problem Çözme Sürecidir

Bu alıntılar, filozof Karl Popper'ın bilimsel yöntem, siyaset felsefesi ve evrimsel epistemoloji gibi çeşitli konular üzerine düşüncelerini sunmaktadır. Popper, bilimin temelini oluşturan deneme yanılma yöntemini ve üç aşamalı problem çözme modelini (problem, çözüm denemeleri, eleme) açıklamaktadır. Siyaset felsefesi alanında, demokrasiyi eleştirel bir şekilde savunarak onu diğer yönetim biçimlerinden üstün görmekte, ancak popüler yönetimden ziyade hesap verebilir anayasal yönetimi desteklemektedir. Ayrıca, gerçekliğin üç farklı düzeyini ayıran Üç Dünya teorisini (Fiziksel Dünya 1, Bilinçli Süreçler Dünyası 2 ve İnsan Zihninin Ürünleri Dünyası 3) ortaya koymakta ve rasyonalizmi eleştirel tartışma ve hatalardan öğrenme olarak tanımlamaktadır. Bu alıntı, Sir Karl Popper'ın bilimsel yöntem, bilgi teorisi ve siyaset felsefesi üzerine temel fikirlerini sunmaktadır. Metnin ana yapısı, bilimin ve yaşamın temelinde yatan deneme yanılma veya problem çözme metodunu ele almaktadır. Popper, bilimin hipotezleri test etme ve yanlış olanları eleme sürecinden oluştuğunu vurgular ve bu üç aşamalı modeli (problem, çözme girişimleri, eleme) Darwinci evrim teorisine bile uygulamaktadır. Felsefi açıdan, gözlemin bilgiden önce geldiği yönündeki yaygın inancı reddeder ve kuramların (teorilerin) daima önce geldiğini savunur. Siyaset alanında ise, demokrasiyi meşruluğu hükümetleri kansız bir şekilde görevden alma yeteneğine dayanan, hesap verebilir anayasal yönetim olarak yeniden tanımlar, popülist "halkın yönetimi" fikrine karşı çıkar. Ayrıca, bilimsel teorilerin, bilinçli süreçlerin ve fiziksel nesnelerin oluşturduğu üç farklı dünya (Dünya 3, Dünya 2 ve Dünya 1) tezini ortaya koyarak, insan bilincinin (Dünya 2) gelişiminin nesnel bilgi ve kültür ürünleri (Dünya 3) ile olan etkileşimine köklü bir şekilde bağlı olduğunu savunur. Son olarak, tarih yorumundaki kynizme karşı çıkarak ve aydınlanma rasyonalizmini savunarak, barış ve özgürlüğün sürekli bir ahlaki sorumluluk gerektirdiğini belirtir.