У нас вы можете посмотреть бесплатно Kaan'ın Test Pilotu Aylar Sonra Açıkladı! Kalkışta Yatay Stabilize Problemi! Aylardır inceleniyor или скачать в максимальном доступном качестве, видео которое было загружено на ютуб. Для загрузки выберите вариант из формы ниже:
                        Если кнопки скачивания не
                            загрузились
                            НАЖМИТЕ ЗДЕСЬ или обновите страницу
                        
                        Если возникают проблемы со скачиванием видео, пожалуйста напишите в поддержку по адресу внизу
                        страницы. 
                        Спасибо за использование сервиса ClipSaver.ru
                    
Milli Muharip Uçak KAAN’ın ilk uçuşunu gerçekleştiren test pilotu Barbaros Demirbaş, aylar sonra dikkat çeken yatay stabilize problemiyle ilgili açıklamalarda bulundu. Dünya Pilotlar Günü kapsamında konuşan Demirbaş, “KAAN ile bu işin en son sınırına meydan okuyoruz. ben görmedim ama yatay stabilizeyle ilgili bir durum oluştu” ifadelerini kullandı. İlk uçuşun önemine değinen deneyimli pilot, “Ne kadar yerde test yaparsanız yapın, gerçek uçuşun getirdiği bilinmezlikler vardır. Bu yüzden ilk uçuş çok kıymetliydi. Kalkışta yatay stabilize hareketi gözlendi, ancak kokpit içinde ben bunu hissetmedim. Çünkü uçak, verdiğim komutları yerine getirmeye çalışıyordu. Veriler incelendi, tehlikeli bir durum söz konusu değil. Elbette iyileştirilmesi gereken noktalar var, ancak genel olarak çok başarılıydı.” diye konuştu. KAAN’ın ikinci prototipinin daha kısa olacağı ve burun kısmında tasarım değişikliğine gidileceği belirtiliyor. Savunma havacılık uzmanı Tolga Özbek’in aktardığı bilgilere göre bu değişiklik, ASELSAN tarafından geliştirilen GaN tabanlı MURAD radarı ile ilgili olabilir. 8.000 fit yükseklik ve 230 knot hız ile ilk uçuşunu başarıyla tamamlayan KAAN, ilerleyen testlerde 1.8 – 2.2 Mach hızlara ulaşması hedeflenen 5. nesil bir savaş uçağı olacak. Tanker uçaklardan havada yakıt ikmali yapabilecek, düşük radar kesit alanı sayesinde hayalet uçak özellikleri kazanacak. ASELSAN mühendislerince geliştirilen yapay zekâ destekli modern kokpit sistemi ise pilotun bilincini kaybetmesi durumunda uçağı güvenle piste indirebilecek. Amerikan F-22 Raptor ile kıyaslanan KAAN, titanyum gövde yapısı, düşük radar görünürlüğü sağlayan karbon kompozit kaplaması ve gelişmiş aviyonik sistemleriyle dikkat çekiyor. TUSAŞ’ın açıklamalarına göre proje, yerli motorun geliştirilmesiyle 5. nesil özelliklerini tam anlamıyla kazanacak. İlk aşamada ise ABD’den tedarik edilen F110 motorları kullanılacak. Sonuç olarak KAAN, Türkiye’yi 5. nesil savaş uçağı geliştirme kabiliyetine sahip dünyadaki dört ülkeden biri konumuna taşıyor. Önümüzdeki aylarda ikinci prototipin uçuşa hazır hale gelmesiyle test süreci daha da hızlanacak ve milyonların heyecanla beklediği milli savaş uçağımızın yolculuğu yeni bir aşamaya geçecek. Milli Muharip Uçak KAAN gibi ileri teknoloji bir savaş uçağının geliştirme aşamasında bazı teknik ve operasyonel problemlerle karşılaşılması son derece normal bir durumdur. Aslında bu, tüm ülkelerin yeni nesil savaş uçakları geliştirme süreçlerinde yaşadığı ortak bir deneyimdir. Geliştirme sürecinin başından itibaren hem yazılım hem donanım hem de aviyonik sistemler büyük bir titizlikle tasarlanır; fakat sahadaki gerçek uçuş koşulları, yer testleri veya simülatör çalışmaları sırasında beklenmedik bazı durumlar ortaya çıkabilir. Bu tür problemler, bir başarısızlık değil; aksine sürecin doğal bir parçasıdır. Dünyanın en gelişmiş orduları bile ilk prototip uçuşlarında çeşitli sorunlarla karşılaşmıştır. Örneğin Amerikan F35 ve F22 programlarında, ilk test uçuşlarında uçak kontrol sistemlerinden motor performansına kadar çeşitli sorunlar yaşanmış, ancak her seferinde ekipler sorunları hızlı ve sistematik şekilde çözmüştür. İşte Türkiye de aynı kararlılık ve disiplinle hareket etmektedir. KAAN projesinde ortaya çıkan küçük sorunlar, test pilotları ve mühendisler tarafından titizlikle analiz edilmekte, her veri özenle incelenmekte ve gerekli iyileştirmeler yapılmaktadır. Test pilotu Barbaros Demirbaş’ın da belirttiği gibi, uçuş sırasında hissedilen yatay stabilize hareketi gibi durumlar, uçağın güvenliği açısından ciddi bir tehdit oluşturmamakta, ancak iyileştirme ve optimizasyon çalışmaları için değerli geri bildirim sağlamaktadır. Bu sayede hem pilotun hem de uçağın güvenliği garanti altına alınmakta, sistemler her uçuşta daha da geliştirilmiş hâle gelmektedir.