У нас вы можете посмотреть бесплатно Allah (azze ve celle)'nin İsim Ve Sıfatlarında İlhada Sapmak | Ebu Nuh Hoca или скачать в максимальном доступном качестве, видео которое было загружено на ютуб. Для загрузки выберите вариант из формы ниже:
Если кнопки скачивания не
загрузились
НАЖМИТЕ ЗДЕСЬ или обновите страницу
Если возникают проблемы со скачиванием видео, пожалуйста напишите в поддержку по адресу внизу
страницы.
Спасибо за использование сервиса ClipSaver.ru
#ilhad #isimvesıfat #esmaülhüsna #Allahınisimleri Konumuz İlhad. İlhadın en yaygın olduğu nokta nedir? Tahriftir! Yani Allah (azze ve celle)'nin isim ve sıfatları hakkında tahrife gitmektir. Tahrifin de çeşitleri vardır. Yani bugünkü insanlar tahrife ne diyorlar? Tevil diyorlar. Halbuki tevil olmuş tahrif! Onun için tahrif nedir? Yerlerini değiştirmektir. Harflerin, manaların yerlerini değiştirmektir. Özellikle mutezile ne yaptı? Örnek verelim. كَلَّمَ اللّهُ مُوسَى تَكْلِيمًا llah, Musa ile konuştu." diyor. Ayet böyle. Ama onlar ne yaptılar? Onlar harekelerle oynadılar. كَلَّمَ اللّهَ مُوسَى تَكْلِيمًا diye değiştirdiler. Yani o Allah lafzının üzerindeki harekeyi değiştirip üstün yaptılar. Hayır dediler. Allah bizzat konuşmadı, o Allah ile konuştu. Dolayısıyla Mutezile böyle bir tahrife gitti. Buna ne diyorlar? Buna harekede tahrif derler alimler. Hem manasıyla oynuyor, hem harekesiyle oynuyor. İşte bu tahrifin bir çeşididir kardeşler. Başka bir çeşidi de; mesela Allah (azze ve celle)'nin eli. İki elinden bahsediyoruz. Ama ne diyor bu sapıklar? "Allah'ın elinden kasıt kudrettir" diyorlar. Bak bu da tahrifin başka bir çeşidi. Neden tahrifin başka bir çeşidi? Çünkü burada manada bir tahrif var. Evet Kur'an'ın ayetlerinde tahrif yapmadılar. Harekede tahrif yapmadılar. Manasında tahrif yaptılar. Maturidi ve Eşari olanlar, bugün de kendileri bu konuda tahrife gidiyorlar. Bunun ismini tevil diye koyuyorlar. İşte bu da nedir? İlhada sapmanın bir çeşididir. O zaman ne diyeceğiz? Tahrif ya kelimelerle oynamakla olur. Ya da manayla oynamakla olur. Genellikle manalarıyla oynuyorlar diyebiliriz. Mesela İmam Ebu Hanife'nin bu konu hakkında bir sözü var. Allah (azze ve celle)'nin eli hakkında. Diyor ki: Onun eli, kudreti veya nimetidir denilmez. Zira bu taktirde sıfatı iptal etmiş olursun. Çünkü bu Kaderiyye'nin ve Mutezile'nin görüşüdür. İmam Ebu Hanife, Fıkhu-l Ekber'de bunu söylüyor. Tabi niye İmam Ebu Hanife? Öbür alimlerin hepsinden onlarca delil var. Çünkü bunu söyleyenler, bu görüşü İmam Ebu Hanife'ye nispet ediyorlar. Halbuki İmam Ebu Hanife bu görüşten beridir genel itibariyle. Ondan dolayı bunu da tahrifin bir çeşidi, ilhadın bir çeşidi olarak zikredebiliriz. İkinci bir ilhad ise şudur kardeşler: O da ta'tildir. O ismi işlevsiz hale getirmek. Meseleyi işlevsiz hale getirmek. İçini boşaltmak. Buna ta'til diyorlar. Dolayısıyla alimle ta'tili iki kısma ayırmışlar. Kulli ta'til. Bir de cüz'i ta'til. Yani bazı sapık fırkalar vardır ki, komple Allah'ın isim ve sıfatlarını inkar etmişler. Allah'ın konuşma sıfatı diye bir şey yoktur demişler. Yoktur. Çünkü insan konuşur. İnsana benzediği için böyle bir sıfatı olamaz demişler. Bazıları da demişler ki: Konuşur ama şöyle konuşur, böyle konuşur... Yani cüz olarak ta'til yapmışlar. Bunların her birini de Ehl-i Sünnet Ve-l Cemaat ayırmışlardır. Birde tekyif vardır ki, Allah (azze ve celle)'nin sıfatlarını, fiillerini keyiflendirmek. Yani Allah (azze ve celle)'nin elinin şöyle olduğunu, böyle olduğunu söylemek. Veya Allah (azze ve celle)'nin gök semasına nasıl indiğini anlatması, düşünmesi, tefekkür etmesi. Bunların her biri sapıklıktır. Zaten biraz önce zikrettiğim sapıkların her biri öncesinde bu sapıklığa düşüyorlar. Yani Allah (azze ve celle)'nin sıfatlarını keyiflendiriyorlar. Tekyif yapıyorlar. Ondan sonra ta'til yapıyorlar. Ondan sonra tevil yapıyorlar. Öncesinde bu yoldan geçiyorlar aslında. Tekyifin başka bir kısmı vardır ki, o da temsil. Yani Allah (azze ve celle)'nin sıfatlarını veya isimlerini temsil göstermek. O da genellikle zatta olur. Yani temsil, 'bu, bunun gibidir' demektir. Genel bir ifade. Teşbih ise, bir kısmını bir kısmına benzetmektir. Mesela Allah'ın eli, insanın eli gibidir demek. Veya insanın eli Allah'ın eli gibidir demek. Çünkü ikisine de alimler kitaplarında yer vermişlerdir. Çünkü demişler ki: Teşbih iki kısımdır. Halıkı mahluka benzetmek, mahluku halıka benzetmek. Sapık fırkalar arasında ikisi de olmuştur. Kimileri kendi sevdiği şeyhleri, insanları Allah'a benzetmiştir. (Haşa ve kella) Kimi de Allah'ın eli aynı benim elim gibidir demiştir. Allah nasıl oturursa ben de böyle otururum demiştir. Veya Allah'ın istivası benim istivam gibidir demiştir. Böyle teşbihe düşmüştür. Dolayısıyla tekyif biraz daha geneldir. Temsil, genellikle zatla, adetle alakalıdır. Yani bu, bunun gibidir demektir. Teşbih ise, bir kısım sıfatları benzetmektir demiş alimler. Siz de Tevhid davetinin yayılması için videolarımızı beğenip paylaşabilirsiniz. Soru, görüş ve önerilerinizi [email protected] adresinden bize yazabilirsiniz.