У нас вы можете посмотреть бесплатно Sevginin Fiile Dönüşen Hali: Yaşatma İdeali или скачать в максимальном доступном качестве, видео которое было загружено на ютуб. Для загрузки выберите вариант из формы ниже:
Если кнопки скачивания не
загрузились
НАЖМИТЕ ЗДЕСЬ или обновите страницу
Если возникают проблемы со скачиванием видео, пожалуйста напишите в поддержку по адресу внизу
страницы.
Спасибо за использование сервиса ClipSaver.ru
1. Hocaefendi'nin Hümanizmi: Sevgi, Diğerkamlık ve Yaşatma İdeali Prof. Dr. Adnan Aslan, Hocaefendi'nin hümanizminin soyut bir felsefe olmayıp, somut eylemlerle hayata geçirilen bir yaşam biçimi olduğunu belirtmektedir. Bu hümanizmin temel taşları şunlardır: • Sevgi: Hocaefendi'nin düşünce sistemindeki en temel ve somut tezahür sevgidir. Bu kavram, hem sözlerinde (kitaplar, konuşmalar) hem de modern düşünürlerden farklı olarak bizzat hayatının merkezinde yer almaktadır. • Merhamet ve Şefkat: Sevgiyle birlikte, Hocaefendi'nin ahlak anlayışında merhamet ve şefkat de merkezi bir rol oynamaktadır. • Diğerkamlık (Başkası İçin Yaşamak): Bu ilke, Hizmet Hareketi'nin temel sloganı ve Hocaefendi'nin hayat düsturu olarak tanımlanmaktadır. İnsanların bu ilkeyi pratiğe dökmeye gayret etmesi gerektiği vurgulanmaktadır. • Yaşatma İdeali: Diğerkamlığın zirve noktası "yaşatma ideali" olarak ifade edilmektedir. Bu idealin en çarpıcı örneği olarak Hocaefendi'nin şu tavsiyesi aktarılmaktadır: Bu tavsiye, Prof. Aslan tarafından "insanı hakikaten şok eden bir tavır" olarak nitelendirilmekte ve Hocaefendi'nin yaşatma idealini en üst seviyede temsil ettiğinin bir göstergesi olarak sunulmaktadır. 2. "Aydınlanma Yanılgısı": Söz ve Eylem Bütünlüğü Eleştirisi Prof. Aslan, modern dünyanın en temel sorunlarından biri olarak gördüğü "Aydınlanma Yanılgısı" kavramını ortaya atmaktadır. Bu yanılgı, Hocaefendi'nin getirdiği yeniliğin anlaşılması için kilit bir rol oynamaktadır. • Tanımı: Aydınlanma yanılgısı, her meselenin eyleme dökülmeden, sadece zihinsel ve söylemsel düzeyde çözüleceğine inanma halidir. • Eleştiri: Bu yanılgı, özellikle akademi ve entelektüel çevrelerde yaygındır. Örneğin, fakirlik, evsizlik veya suç gibi konular üzerine makaleler yazan, akademik kariyerini bu sorunlar üzerine inşa eden bir profesörün, hayatında hiçbir zaman bir fakirin haliyle hemhal olmaması, onun derdini hissetmemesi eleştirilmektedir. Bu durum, "fakirin sırtından kazanmak" olarak betimlenmektedir. • Hocaefendi'nin Getirdiği Yenilik: Hocaefendi'nin ilim anlayışına getirdiği en ciddi yenilik, bilginin eyleme ("fiile") dayanması gerektiği ilkesidir. Sadece sözle, "mangalda kül bırakarak" bir yere varılamayacağı belirtilmektedir. • Yeni İlim Anlayışı: Prof. Aslan, gelecekte kurulması hayal edilen üniversite ve düşünce sisteminin şu temel üzerine oturması gerektiğini ifade eder: Bir konu hakkında konuşma ve yazma hakkı, ancak o konuda pratik olarak zirveye ulaşmış, hayatını ve servetini o işe adamış kişilere verilmelidir. Bu, "düşünceyle aksiyonun iç içe geçtiği" ve eylemin teorinin "olmazsa olmaz şartı" olduğu yeni bir dünya görüşüdür. 3. Fikri Mirasın Temsili ve "Sıradanlaşma" Tehlikesi Söyleşide, Hocaefendi'nin bıraktığı zengin teorik ve pratik mirasın doğru bir şekilde temsil edilip edilemediği sorgulanmaktadır. Bu konuda ciddi bir tehlikeye ve sorumluluğa dikkat çekilmektedir. • Mevcut Sorun: Günümüzde yapılan ve "dedikodu" olarak nitelendirilen programlar, Hizmet Hareketi'ni yüzeysel ve olumsuz bir çerçevede sunmaktadır. Bu tür yayınları izleyen bir dış gözlemcinin, "Biz de çok önemli bir şey zannetmiştik" diyerek hayal kırıklığına uğrayacağı belirtilmektedir. • Temsil Krizi: Buna karşılık, sempozyum gibi akademik ve derinlikli çalışmaları takip eden birinin ise "Biz neler kaçırmışız, bu neymiş böyle" diyerek Harekete dair çok farklı ve olumlu bir izlenim edineceği ifade edilmektedir. Buradan çıkan net sonuç şu şekilde özetlenmektedir: • Sıradanlaştırma Tehlikesi: Mirasın doğru temsil edilememesi, onu "ucuzlaştırma, basitleştirme ve sıradanlaştırma" riskini beraberinde getirmektedir. Bu tehlikeye karşı uyanık olunması gerektiği vurgulanmaktadır. 4. İleriye Dönük Yol Haritası: Karşılaştırmalı Analizin Önemi Prof. Aslan, fikri mirası doğru temsil etmenin ve onu bir üst seviyeye taşımanın yolunun "karşılaştırmalı analizden" geçtiğini savunmaktadır. • Yöntem Olarak Karşılaştırma: Entelektüel birikimi bir "üst level"e çıkarmanın yolu, Hocaefendi'nin düşüncelerini ve Hizmet'in pratiğini diğer düşünce sistemleri ve hareketlerle karşılaştırmaktır. Prof. Aslan, kendisinin de hümanizm tarihini (Rönesans, Aydınlanma vb.) okuduktan sonra Hocaefendi'yi okuduğunda "acayip bir şey" ile karşılaştığını ve farkı gördüğünü belirtmektedir. • Örnek Şahsiyetler: Bu yöntemi başarıyla uygulayan iki akademisyen örnek olarak sunulmaktadır: ◦ Wael Hallaq: Gücünü, Batı filozofları ile İslam hukukunun devasa isimlerini aynı kitapta, aynı analiz içinde buluşturmasından almaktadır. ◦ Anwar Alam: Marksist bir gelenekten gelip İhvan-ı Müslimin, Cemaat-i İslami gibi birçok hareketi derinlemesine inceledikten sonra Hizmet Hareketi üzerine çalışmış ve karşılaştırmalı perspektifi sayesinde çok derin "vukufiyet" sahibi olmuştur. • Eyleme Çağrı: Akademisyen ve araştırmacılara, "mukayeseli hem müzakereli okumak ve yazmak" suretiyle bu tür derinlikli çalışmalar yapmaları çağrısında bulunulmaktadır.