У нас вы можете посмотреть бесплатно JJK ilə hayal et: "Okulun gizemli çocuğu ve sessiz kızı" |TB| или скачать в максимальном доступном качестве, видео которое было загружено на ютуб. Для загрузки выберите вариант из формы ниже:
Если кнопки скачивания не
загрузились
НАЖМИТЕ ЗДЕСЬ или обновите страницу
Если возникают проблемы со скачиванием видео, пожалуйста напишите в поддержку по адресу внизу
страницы.
Спасибо за использование сервиса ClipSaver.ru
🌑 Okulun Gizemli Çocuğu ve Sessiz Kızı Jeon Jungkook × Park Vanessa Tür: Korku – Romantik – Dram – Gizem Yazan: 🤍Armykook🤍 Okulun bahçesi o sabah her zamankinden daha sessizdi. Gökyüzü, sanki birinin içindeki karanlığı yansıtıyordu; gri, kasvetli, ama gözlerini ayıramayacağın kadar güzel. Park Vanessa sırasına oturmuş, camdan dışarıya bakıyordu. Her zamanki gibi kimseyle konuşmamıştı. Öğretmen bile onun varlığını bazen unutuyordu. Ama o, sessizliği seviyordu. Çünkü sessizlik, kimsenin seni incitmediği tek yerdi. O gün derse yeni biri girdi. Sınıfın kapısı aralandı, içeriden yağmurun kokusu geldi ve ardından o adım attı. Jeon Jungkook. Siyah saçları alnına düşüyordu, gözleri karanlık bir ormanın içine benziyordu. Sınıfa girdiğinde herkes fısıldaşmaya başladı; “O, geçen yıl başka okuldan atılmıştı.” “Duydun mu, kavga yüzündenmiş.” “Hayır, kardeşini kaybetmiş... aklını yitirmiş diyorlar.” Vanessa kimsenin dediğine kulak asmadı. Ama o bakışları unutamadı. Jungkook’un gözleri, sanki bir şey arıyordu. Sessizlikte bile yankılanan bir geçmiş gibi... Teneffüs olduğunda herkes dışarı çıktı. Vanessa her zamanki gibi kütüphaneye gitti. Rafların arasında yürürken kalbi bir anda hızlandı — çünkü o oradaydı. Jungkook, elinde tozlu bir kitapla sessizce ona bakıyordu. J: Sessizliği seviyorsun, değil mi? V: (şaşkınlıkla) Evet... rahatsız edici değil en azından. J: İnsanların sesi fazla gürültülü. Gerçekleri bastırıyor. Vanessa ilk defa biriyle bu kadar rahat konuştuğunu fark etti. Jungkook’un sesi derindi ama yumuşaktı; korkutucu bir huzur taşıyordu. O günden sonra her öğle arasında kütüphanede karşılaştılar. Vanessa kitap okurken, Jungkook genellikle pencereden dışarı bakar, yağmuru izlerdi. Ama sonra garip şeyler olmaya başladı. Bir gece okulun yakınındaki ormanda, öğrenciler “fısıltılar” duyduklarını söyledi. Biri ağlıyormuş gibi, biri gülüyormuş gibi. Ve ertesi gün, Vanessa sırasının üzerinde bir not buldu: ~ “Yağmurun altında birini göreceksin. Korkma.” O gün hava aniden karardı. Vanessa okuldan çıkarken, bahçede tek başına duran Jungkook’u gördü. Yağmur saçlarını ıslatmış, elleri ceplerindeydi. Ama gözlerinde tuhaf bir ifade vardı — hem acı hem huzur. V: Jungkook... ne yapıyorsun burada? J: (yavaşça gülümseyerek) Kardeşime söz vermiştim... yağmurda hep onu hatırlayacaktım. V: Kardeşin... öldü mü? J: (sessizlik) Evet. Ama bazen... hâlâ burada olduğunu hissediyorum. Vanessa kalbinde garip bir ağrı hissetti. Bu çocuğun etrafındaki karanlık, onun içine dokunuyordu. Ama aynı zamanda içinde bir sıcaklık vardı. O gece Vanessa uyuyamadı. Rüyasında okulun eski binasında bir kapı gördü — arkasından Jungkook’un sesi geliyordu, sonra bir kızın çığlığı. Sabah olduğunda kararını verdi. Gerçeği öğrenecekti. Okuldan sonra gizlice Jungkook’u takip etti. O, arka taraftaki eski binaya girmişti. Bina yıllardır kapalıydı, kimse oraya gitmezdi. Kapı gıcırdayarak açıldı, içeri girdiğinde Vanessa’nın tüyleri diken diken oldu. Karanlıkta mumlar yanıyordu, duvarlarda solmuş fotoğraflar… ve ortasında Jungkook, dizlerinin üstünde bir mezar taşı gibi duran küçük taşa dokunuyordu. V: Jungkook... J: (başını kaldırmadan) Seni geleceğini biliyordum. V: Neden buradasın? J: Çünkü o hâlâ burada... kardeşim, Mina. Onu bu okulda kaybettim. Vanessa adım atmaya korktu. Jungkook’un sesi titriyordu ama gözyaşı dökmüyordu. J: O gün herkes kaçtı... ama ben yetişemedim. Şimdi her gece, onun sesini duyuyorum. V: (korkarak) Bu... imkânsız. J: Hiçbir şey imkânsız değil, Vanessa. Özellikle suçluluk duyuyorsan. O anda mumlar birer birer söndü. Kapı kendi kendine kapandı. Vanessa çığlık attı ama Jungkook yerinden kıpırdamadı. Bir anlığına, aralarından bir rüzgar geçti... ve Vanessa bir kızın fısıltısını duydu: “Onu suçlama...” Rüzgarın uğultusu kulaklarında yankılanırken Vanessa’nın dizleri titriyordu. Odayı saran sessizlik boğucuydu. Jungkook, elindeki mumu yeniden yaktı. Işık yüzüne vurunca gözlerinin altında mor halkalar belirdi. Yorgun, kırık ama tanımlanamaz bir şey vardı o bakışlarda. V: Jungkook... bu gerçekten kardeşinin sesi mi? J: (derin bir nefes alarak) Hayır… ya da evet. Artık emin değilim. V: (fısıltıyla) Bu okulda… ne oldu ona? Jungkook başını kaldırdı, gözlerini Vanessa’ya dikti. O bakış... insanın içini delip geçen bir tür sessizlik gibiydi. J: Üç yıl önceydi. Mina bu okula yeni gelmişti, benim aksime herkes tarafından sevilen biriydi. Geceleri resim yapmayı severdi. Bir gün, okulun eski binasında duvarlara çizimler yapmaya gitti. Bir daha dönmedi. V: Onu bulamadılar mı? J: Cesedini buldular… ama yüzü tanınmaz haldeydi. Ve ben... o gece onunla tartışmıştım. Gitmemesini söylemiştim. Ama gitti. Ve o gece burası kapandı. Vanessa’nın boğazı düğümlendi. V: Jungkook... sen kendini suçluyorsun. J: Suçlu benim. Eğer onu durdursaydım, yaşıyor olurdu. Devamı yorumlarda ✨