У нас вы можете посмотреть бесплатно 630 yıllık Kabah ABDAL Türbesi Malatya-Kuluncak alvar köyü или скачать в максимальном доступном качестве, видео которое было загружено на ютуб. Для загрузки выберите вариант из формы ниже:
Если кнопки скачивания не
загрузились
НАЖМИТЕ ЗДЕСЬ или обновите страницу
Если возникают проблемы со скачиванием видео, пожалуйста напишите в поддержку по адресу внизу
страницы.
Спасибо за использование сервиса ClipSaver.ru
Kabahabdal Hz. ALİ soyundan olup HOROSAN ERENLERİNDENDİR.12 imamlar Hilafet davasında Ve yapılacak savaşlardan dolayı soylarının tükenmeyip devam edebilmesi için bebekleri ve kız çocuklarını o zaman güvenli gördükleri Türkmenistan'a (Horasan) Yerleştirirler Burada türkmenlerle evlenerek türkmen soyundan süregelirler.Burada hz. Ali soyundan olanlara horasan erenleri denir Kabahabdal bektaşi tarikatında ve Ahmet yesevi'den tarikat ilmi almış ecdadının soyuna yakışır ölçütte kendini allah yolunda ilme irfana doyurmuştur. Horosan erenlerinin bir kısmıda Şah İsmail döneminde o zaman adı Üskühat olan sonradan kendilerinin 2. horasan olarak adlandırdıkları yere gelirler oradanda 16.YY ortalarında kabahabdal ve iki arkadaşı ilim yaymak için yörmize gelirler. Kabahabdal alvara Mehmet halife Kuluncak'a Somuncu Baba Darendeye yerleşirler. Kabahabdal ilmiyle irfanıyla kerametleriyle çevreye ışık saçar köy halkı tarafından da çok sevilip sayılır. Bir defasında köyden geçmekte olan osmanlı ordusunu durdurup yemege davet eder. Ordunun komutanı yapılan yemeğe bakar yemeğin az olduğunu kimseye yetmeyeceğini söyler Kabahabdal sizi ziyadesiyle doyuracak der ordu ne kadar yediyse yemek o kadar da bereketlenir köylüler de yer yine yemek fazlasıyla artar. Keranetleriyle , ilmiyle irfanıyla kendini bölgeye kabul ettirir sayılır , sevilir çevre edinir. Fakat istemeyenleri olduğundan padişaha haber gönderir "Sizin yerinizde gözü olan biri var " denir. Bunu duyan padişah kabahabdalı huzuruna çağırarak durumu görmek ister çeşitli sorular sorar iyi ve anlamlı yanıtlar alır keramet sahibiysen ateş yaktıralım ateşe gir de kendini göster der kabahabdal da kabul eder yanan ateşe vezirin çocuğunu da alıp girer . Ateş söndüğünde her yeri buz olarak çıkar padişah nasıl oldu diye sorunca, orayı vezirin çocuğunun anlatmasını söyler , vezirin oğlu "biz kışın ortasında bir dağdaydık bu dervişin sayesinde kurtluduk" der. Padişahda mükafatlandırmak içim Kabahandal'a "ne dilersen dile dileğin yerine gelecektir "der padişah altın akçe ne istersin der. Kabahabdal orada olan iki adet mermer taşını ister be sadece köyüme gitmek isterim der. Padişahın verdiği mermer taşını var gücüyle istanbuldan atar ve Al varsın köyümün adı alvar kalsın der günümüzde o taşlar dilek taşı olarak bilinir. Padişah tekle deresine kadar olan araziyi kanahabdal'a vakıf arazisi olarak verir. Kabahabdalın diktiği yarısı yanmış yarısı yeşil olan bir meşe agacı bulunmaktadır. Öldüğünde bu arazi üzerine bir türbe inşşa edilir. Günümzde hala var olan bu türbe köy halkı tarafından "Tekke Türbesi" olarak bilinir ve her yıl haziran ayının son haftasında burada Kabahabdalı anma töreni düzenleyip kurbanlar kesilir. Kabahabdalın müsaip kardeşi olan Balım Sultanın kerametiyle çıkan Balım Pınar çeşmeside vardır. 1970 yılında köyün adı devlet tarafından "yünlüce köyü " olarak değiştirilir fakat köy halkı 1990'da Alvar ismi bize evliyanın armağanı diye imza taplayatak tekrar alvar kalmasını sağlamışlar😊