Kalbin Asıl Düşmanı Kim? ⏐Ömer Faruk Türk скачать в хорошем качестве

Kalbin Asıl Düşmanı Kim? ⏐Ömer Faruk Türk

ABONE OL… Çünkü burada her kelime, kalbine dokunacak bir dua taşır. Kardeşim… Şimdi kalbin daha derin bir katmanına giriyoruz. İnsan kendini tanımak istiyorsa önce kalbini tanıyacak. Çünkü kalp sadece duygu üreten bir yer değil; kaderine yön veren merkez. Nefsin fısıltısıyla Rahman’ın ilhamını birbirinden ayıran terazidir. Bu bölümde üç kapı açıyoruz: Kalbin vasıfları, kalbin dört çeşidi ve kalbe gelen hallerin Rahmanî mi, nefsi mi, şeytanî mi olduğunu ayırt etmek… Bunlar anlaşılmadan yapılan ibadet eksik kalır, zikir kök salmaz, mücadele yol almaz. İnsanın içinde dört vasıf var: yırtıcılık, hayvaniyet, şeytaniyet ve rabbaniyet. Öfkeye teslim olursan içindeki “yırtıcı” ortaya çıkıyor; şehvete teslim olursan “hayvaniyet” ağır basıyor; hile, aldatma, çarpıtma devreye girerse “şeytaniyet” sahneye çıkıyor. Akıl ve imanla hareket ettiğinde ise rabbaniyet kendini gösteriyor. Kısaca: İçinde hangi taraf galip gelirse, sen ona dönüşüyorsun. Sonra kalbin dört hâline bakıyoruz: Nurla parlayan temiz kalp… Tamamen kararmış kâfir kalbi… Dışı Müslüman içi mühürlü münafık kalbi… Ve içinde hem iman hem nifak taşıyan, savaş meydanı gibi terk edilmiş kalp… Efendimiz’in tarif ettiği bu dört kalpten hangisine daha yakın olduğunu dürüstçe düşünmezsen, kendini kandırırsın. Ama mesele burada bitmiyor. Kalbine her gün binlerce düşünce geliyor: bazısı Rahman’dan, bazısı nefisten, bazısı şeytandan. Rahmanî olan; seni farzlara sarılmaya, haramlardan uzaklaşmaya, Peygamber’in sünnetine yaklaşmaya, güzel ahlaka yönlendirir. Nefsânî olan; seni harama değil ama boşluğa çağırır: tembellik, umursamazlık, haz düşkünlüğü, lüzumsuz meşguliyetler… Şeytanî olan ise; günahı süsleyip iyiliği zor gösterir, ibadeti ağırlaştırır, isyanı hafifletir. Bu farkı bilmezsen kalbine gelen her sesi “benim isteğim” sanırsın. Rahman’dan geleni kaçırır, nefisten geleni normalleştirir, şeytandan geleni ilham zannedersin. Kalbin pas tutmasının sebebi günahlardır. Her günah kalbin üzerine siyah bir leke bırakır; tevbe edilmezse, zikirle silinmezse kalp kararır. Paslanan kalp Kur’an’ı duyar ama etkilenmez, nasihat işitir ama değişmez, ibadete gider ama tad alamaz. Bu noktadan sonra en büyük felaket başlar: kalbin mühürlenmesi. Bu bölümün daveti net: Kalbini seyirci gibi izleme, komutan gibi yönet. Hangi vasfın ağır bastığını gör, hangi kalp grubuna daha yakın olduğunu fark et, Rahmanî ilhamı tut, nefsi ve şeytanî fısıltıyı reddet. Cennet yolu ayakla değil, kalple yürünür. Kalbini parlatan yürür; kalbini paslandıran yolda kalır. Rabbim bize, kalplerini nurlandıranlardan, Rahmanî ilhamlarla yol bulanlardan olmayı nasip etsin. Kanalımıza Abone Olarak Hizmetlerimize Vesile Olabilirsin. ►   / omerfarukturkresmi   ►   / omerfarukkturk   ►   / omerfarukturkresmi   ►   / omerfarukturkresmi