У нас вы можете посмотреть бесплатно Sibel Eraslan - 18.Bölüm - Benim Annem Benim Babam или скачать в максимальном доступном качестве, видео которое было загружено на ютуб. Для загрузки выберите вариант из формы ниже:
Если кнопки скачивания не
загрузились
НАЖМИТЕ ЗДЕСЬ или обновите страницу
Если возникают проблемы со скачиванием видео, пожалуйста напишите в поддержку по адресу внизу
страницы.
Спасибо за использование сервиса ClipSaver.ru
‘Benim Annem Benim Babam’programının bu haftaki konuğu gazeteci ve yazar Sibel ERASLAN Öyküleri, Romanları ve gazete köşe yazılarıyla tanıdığımız Sibel Eraslan babasının kendisi için ‘rol modeli ve öncü’ olduğunu anlatarak başladı sözlerine. Aynı zamanda ilk öğretmeniydi. Çünkü harfleri, kelimeleri, matematiği, çarpım tablosunu,yönleri ondan öğrenmişti. Babası uzun seyahatlerinden hediye olarak atlaslar getiriyordu. Bir defasında yayın başlamamış olmasına rağmen televizyon getirmişti. Çocuk yaşında çalışmayan televizyonun ekranına bakarak hayaller kuruyordu. Başta İstanbul olmak üzere deniz kıyısı şehirlerde yaşamıştı. Kıbrıs barış harekatına katıldığı günlerde babası, Sibel Eraslan’a cesaretin tanımını öğretecekti: “Cesaret korkmamak değildir. Cesaret korktuğu halde, durduğu yerde durmaya devam etmektir.” Babası vatanı sevmeyi ve vatan için fedakarlık yapmayı hayatıyla gösteren kişiydi Onun için: “Bu memleket bizim ve başka gidecek bir yerimiz yok. Selanik’in ve Üsküp’ün düşmesiyle birlikte yaşadıkları o büyük sarsıntı,yaşadıkları o büyük zorluklar, kuruluşundan itibaren, Türkiye’nin aslında yaşanan bütün zorluklara göğüs germiş bir ailenin ferdi olarak, benim babamdan öğrendiğim: memlekete sadık olmak, helal lokma, helal kazanç.” Sibel Eraslan annesinin becerikli ve titiz bir kadın olduğunu anlatarak devam etti sözlerine. Aynı zamanda güler yüzlüydü annesi: “Babam kapıyı çaldığı zaman veya biz kapıyı çaldığımız zaman okuldan geldiğimizde, onu hep kapıyı gülümseyerek ve ‘merhaba, hoş geldiniz’ diyerek kapıyı açtığını hatırlıyorum. Annemi hiç bir zaman yüzü asık hatırlamıyorum.” Eraslan annesinin vefatından sonra, onun adına Afrika’da açtırdıkları su kuyusunun hikayesiyle ve annesinin ölümünün ardından değişen ruh halini anlatarak bitirdi sözlerini. Anne, baba... Hayatımızdaki en temel rol modelleri, en belirleyici kişilerdir. Onları gözlemler, onlara benzeriz en çok. Bir yanımız birinden, bir huyumuz diğerindendir. Onlara özenir Onları severiz en çok. Bizi, hesapsızca o kadar çok severler ki; onları taklit ederek sevmeye başlarız. En basitten en zora; her şeyi onlardan öğreniriz. Elimizden tutarlar ve hayat denilen sahneye çıkarırlar bizi. Çatışmalarımız, kavgalarımız da onlarladır. İster kız, ister erkek olalım, annemiz babamızla olan hesaplaşmamız hiç sonuçlanmaz. Şairlerin, öykücülerin, romancıların bitmek bilmeyen konusudur. Sinemacılara, psikiyatrlara da zengin malzeme kaynağıdır. Kısacası; Anne babamızla yaşadıklarımız, hayatımızın en temel hikayesidir aslında. Bu anlamda hepimizin anlatacağı çok şeyi vardır. Biz bu programımızda o hikayeleri derlemek, derleyip sunmak istiyoruz. Birimizin anlattıklarının diğerine ayna olacağını düşünüyoruz. Sevinçlerimizin, acılarımızın, iniş çıkışlarımızın ortak oluşuna bakıp şaşıracağız. Anne babamızla yaşadığımız kırılma anlarını çocuklarımızla da tekrarladığımızı fark edip hayret edeceğiz. Ve hikayelerimizi paylaşma sürecinde, biz de anne baba olmayı öğreneceğiz. BENİM ANNEM BENİM BABAM bizim, hepimizin ortak ve büyük hikayesinden sahneler aktaracak izleyenlere. İnanıyoruz ki; O hikayeler birleştikçe, kültürümüzün ve medeniyetimizin büyük resmi ortaya çıkacaktır. http://www.benimannembenimbabam.com / trtannembabam / trtannembabam / trtannembabam #benimannembenimbabam #TRTHaber #SibelEraslan