У нас вы можете посмотреть бесплатно "UNUTAMIYORUM" Ercan Yenal (Plak Kaydı 1976/77 EMI) или скачать в максимальном доступном качестве, видео которое было загружено на ютуб. Для загрузки выберите вариант из формы ниже:
Если кнопки скачивания не
загрузились
НАЖМИТЕ ЗДЕСЬ или обновите страницу
Если возникают проблемы со скачиванием видео, пожалуйста напишите в поддержку по адресу внизу
страницы.
Спасибо за использование сервиса ClipSaver.ru
"UNUTAMIYORUM" Şiir : Ümit Yaşar Oğuzcan / Müzik: Ercan Yenal Arr.Or.: Ercan Yenal / Orkestra: Onno Tunç / Kardeşler Prod.: Yeşil Giresunlu / Stüdyo kayıt montaj: Elektronik / Sıtkı Acim EMI, 1976/77 (Orijinal Plak Kaydı) M & A için... ** UNUTAMIYORUM Hakkında ** İnsanoğlu bakmayı, seyretmeyi çok sever; ama baktığının ne kadarını görür, gördüklerinin kaçta kaçını anlamlandırabilir bilinmez. “Şu bulut, şu gökyüzü, şu kayalıkları döven deniz” ona ne ifade eder? Etrafındaki canlı ya da cansız her şeyi, yani dünyayı bir kitap gibi okuyabilir mi? Ya insanları, onların gözlerini, ruhlarını? Yağmurun ıslattığı taze toprak veya yeni biçilmiş çim kokusu onu nerelere götürür? Ya da bir sonbahar günü akşamüstü, Hisar’dan Aşiyan’a giden o Arnavut kaldırımı döşeli daracık sokakta ağır ağır yürürken burnuna çarpan taze incir kokuları? Onu en çok etkileyen bazen de bir “hüzünlü melodi” olur, “bir zamanlar” sevdiğiyle “beraber dinlediği”. Hafif bir esintiyle, çok iyi tanıdığı bir parfüm kokusu çarpacak olsa burnuna, o an yıllar öncesine dönüp ortaokuldaki badem gözlü sevgilisinin lüle lüle sarı saçlarını anımsar, onun ellerini ilk kez tuttuğu gün içine düşen ateşi tekrar hisseder. Bazı şeyler unutulamaz… Sevilen kitaplar misâli, eğer bu unutulamayan ‘yazısız’ hatıralar da tekrar okunur, derinlemesine kavranıp bir rüya gibi tekrar yaşanabilirse birer mutluluk ve zevk kaynağı hâline gelebilirler. Dünyayı uzun zamandan beri satır altlarını çizerek derinden derine okumayı âdet edindiğimin farkındaydım. Ancak bu, hatıralara yönelik hafif okumalar sayesinde zevkin doruklarına ulaşma konusunu, Manguel’in evreni kavrama/anlamlandırma boyutundaki felsefî saptamasını okuduktan sonra, birazcık beynimi soluklandırmak amacıyla düşündüm, ufukta batmak üzere olan güneşi seyrettiğim bu Ağustos akşamında. “Evren belirli yasalarla yönetilen tutarlı bir işaretler sistemidir ve o işaretler, bizim kavrama yetimizin ötesinde bir anlam taşırlar. O anlamın içine bakabilmek için bizim de dünyanın kitabını okumaya çalışmamız gerekir.” Unutamıyorum’a ait tekrar okuyabileceğim çok hatıram var. Daha Belediye Konservatuarında piyano öğrencisiyken, 1975'te, büyük heves ve heyecanla giriştiğim ilk 'beste' denemem o. İlk göz ağrım... Altı Kardeş Orkestrasıyla (yeğenlerim, kardeşim, İEL'den arkadaşlarımın takviyesi ve desteğiyle) Beyoğlu'nda, Doruk Onatkut'un stüdyosunda, özel imkânlarla yapılan ilk kayıt... Daha sonra büyük beklentiler içinde Unkapanı'nda plak firması arayışı... Prodüktör Yeşil Giresunlu, dolayısıyla Odeon şirketiyle karşılaşma, tanışma... Onno Tunç, Cezmi Başeğmez, Okan Demiriş vb. (bugün artık rahmetli olan) büyüklerimle birlikte tekrar stüdyoya, kayda girmenin heyecanı... Ve ilk çıkan 45'lik plağım... 18 yaşındaki bir genç için çok büyük mutluluk kaynağı... Aradan geçen uzun yıllar... 90'lı yılların sonunda büyük orkestraya uyarlama... Operanın Hafif Müzik konserlerinde seslendiriliş... Ve “Napoliten Şarkı”nın 2001 yılındaki son serüveni: Cumhuriyet gazetesinde, Unutamıyorum’un Zuhal Olcay'ın "Başucu Şarkıları" albümünde yer alacağını okuduğumda çok şaşırıyorum. Ne izin alan var, ne veren... Bülent Ortaçgil'e telefon açıp durum hakkında bilgi istiyorum. Arandığım ama bulunamadığım söyleniyor! Parçanın benim için çok özel olduğunu anlatıyorum. Yani Zuhal hanımın albümüne alınmasının onların beklentilerinin tam tersine hoşuma gitmediğini, opera sanatçısı bir eşim ve bir de kızımın olduğunu, belki bir gün onlarla böyle bir prodüksiyon yapabileceğimi, iznim olmadığını, parçayı projeden çıkarmaları gerektiğini söylüyorum (pek hoş bir diyalog olmuyor tabii ki bu).