У нас вы можете посмотреть бесплатно Rafizilerin İtikad Esasları ve Gerçek Yüzleri 1.Bölüm / Ebu Nuh или скачать в максимальном доступном качестве, видео которое было загружено на ютуб. Для загрузки выберите вариант из формы ниже:
Если кнопки скачивания не
загрузились
НАЖМИТЕ ЗДЕСЬ или обновите страницу
Если возникают проблемы со скачиванием видео, пожалуйста напишите в поддержку по адресу внизу
страницы.
Спасибо за использование сервиса ClipSaver.ru
Bugünkü videomuzda, günümüzün en büyük problemlerinden olan kendilerini şia olarak tanıtan ve taraftar olmaktan çıkıp İslam’a, Peygamber (sav)’e ve birçok sahabelere dil uzatan, Allah Subhanehu ve Teala’nın Kuran-ı Kerim’de temizlemiş olduğu o güzide sahabeleri, Peygamber (sav)’in Hanımları olan Müminlerin Annelerini fasıklıkla, küfür ile itham eden ‘ Rafizilerin İtikad Esasları ve Gerçek Yüzleri’ni ‘ anlatan ders silsilesini izleyeceğiz. Bu ders silsilesi 3 Bölümden oluşacaktır. Bu bölümde Rafiziliğin Çıkış Yeri ile alakalı ve onların Sahabe için ne murat ettikleri, onlar hakkında neler söyledikleri, ve Ali r.a. ve Ehlibeyt’ten gelen insanları yücelterek kalan kimseleri tekfir ettikleri ve çok ağır sözler söylediklerini işleyeceğiz. Rafizilik Nedir? Râfızî kelimesi "terk eden, ayrılan, bırakan kimse" manalarına gelir. Şia kelimesi bilindiği gibi taraftar manasına gelir. Önceleri Ali r.a. taraftarlarına şia denirdi. Ali r.a. taraftarlığı daha sonra yerini onu ilah kabul etme ve yüceltme derecesine çıkmıştır.Rafizilik ile alakalı bu fitneyi ilk çıkaran kendisi bir Yahudi olan Abdullah İbni Sebe’dir. Kendisi Müslüman olduğunu iddia eden biriydi. Ali r.a. için aşırı giden kimselerdendi, onu ilahlık mertebesine çıkarmıştı. Kendisi daha önceden Yahudi olduğu için ve İslamı kökünden yıkmak için bazı iddialarda bulunmuştur. Usman İbn Ebi 'Usman şöyle demiştir; “Bazı Kişiler Ali İbn Ebi Talib radıyAllahu anh’e geldiler ve: “Ey Mu'minlerin emiri! Sen O musun?” dediler. Ali: “Ben kimim?” dedi “Sen O'sun” dediler. Ali: “Yazıklar olsun size kimim ben?” dedi. “Sen Rabbimizsin” dediler. Ali: “Dönün ve tevbe edin” dedi. Onlar kabul etmeyince boyunlarını vurdu. Sonra kuyular kazarak onları kuyulara attırdı. Sonra Kanber’e: “Bana kesilmiş odunlar getir” dedi. O da getirdi ve onları yaktı. (Fethul Bari – 12/270) Rafizilerin büyük inanç esaslarından biri de kendi silsilesinden gelenler dışında bütün sahabeyi tekfir etmeleridir. Bu kimseler Ebubekir r.a. , Ömer r.a., Osman r.a. ve Peygamber (sav) eşleri Ayşe r.anha ve Hafsa r.anhaya düşmanlık eder ve onlar için ağza alınmayacak sözler sarfederler. Bugün bazı dernekçiler bazı kendisi islama nisbet eden insanlara sormak lazım. Siz vahdet olmaktan bahseden insanlar bu insanlar sizin değerlerinize ve sizin Peygamberinize sizin annelerinize ağıza alınmayacak hakaretler savuruyorlar, ve siz hala bu insanlarla dostluk edip onlar ile vahdet olmak istiyorsunuz. Bu insanların kendi dinlerindeki samimiyeti emin olun sizinkinden daha fazladır. Siz İslam dinini hakkı ile kavramadığınız için sizin değerlerinize laf söyleyen sizin Sahabenize Annelerinize hakaret eden bu insanlar ile nasıl olur yan yana gezer ve hiçbir şey olmamış gibi kardeşler olursunuz. Size yazık gerçekten yazık. Rafizilerin bazı itikadlarından örnekler vermemiz gerekirse: Rafizilerin Beda inancı vardır. Kendileri Allah Azze ve Celle’ye cahillik isnad ediyorlar. Bu yaptıkları ile Hıristiyanlara benzemektedirler. Bedâ; (bir şeyin) gizlilikten sonra ortaya çıkması ya da görüşü yenilemek anlamındadır. Bedâ’nın bir anlamı da sonradan olma ilmin öncesinde cehalet bulunmasıdır. Her ikisi de Allah hakkında imkansızdır. Ancak Râfızîler bunu Allah’a nispet etmektedirler. “er-Rızâ’yı şöyle derken işittim: “Allah’ın içkiyi haram kılmak ve Allah hakkında bedâ’yı kabul ettirmek için gönder-mediği hiçbir peygamber yoktur.” Usûlu’l-Kâfî (s.40) Muhammed el-Kuleyni’nin Cabir el-Cufi’den naklettiği :Ebu Cafer’in şöyle dediğini işittim: Her kim, Kuran’ın tamamını nazil olduğu şekliyle topladığını iddia ederse, yalancıdır. Onu Allah’ın indirdiği şekilde toplayan ve koruyan sadece Ali b. Ebi Talib aleyhisselam ve ondan sonraki imamlardır. Kuleyni, el-Kafi, c. 1 s. 228 Hişam b. Salim rivâyet ediyor: “Şüphesiz Cebrail aleyhisselam’ın Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’e getirdiği Kur’an on yedi bin âyet idi.” Râfızîler, Allah’ın korumayı vaad ettiği, elimizde mevcut olan müslümanların Kur’an’ının aslında üç misli daha fazla olduğunu böylece iddia ediyorlar. Onlardan ve sözlerinden Allah’a (cc) sığınırız. Başka bir rivayetlerinde şöyle geçer: Ahmed b. Muhammed bana Ömer b. Abd ulaziz’den, o Muhammed b. Fudeyl’den, o da Ebu Hamza es-Sumali’den anlattı, dedi ki: Ali b. Hüseyin (imam Seccad a.s)‘a dedim ki: “sana feda olayım, bazı sorularım var ki, takiyyesiz cevap almak istiyorum.” imam kabul etti, dedim ki: “bana falan (Ebu Bekir) ve Falan (Ömer) hakkında sormak istiyorum.” imam a.s dedi ki: “Allahu Teala’nın bütün lanetleri o ikisine olsun. Vallahi her ikisi de yüce Allaha karşı şirk ve küfür halinde dünyadan gittiler.” Saffar r.a, “Besair”, 6/309, bab 3, hadis 2 Bu ve buna benzer rivayetler çokça vardır. Allah Subhanehu ve Teala bu sapıkların inandıkları inançlardan onların koştukları şirklerden ve küfürlerden münezzehtir. Allah Azze ve Celle bu gibi insanları ıslah etsin ve onlara hidayet etsin inşallah… http://www.taifetulmansura.com/