Nurdan Hüzmeler - Hutbe-i Şâmiye Dersler - 14 скачать в хорошем качестве

Nurdan Hüzmeler - Hutbe-i Şâmiye Dersler - 14

Hutbe-i Şâmiye’nin önemi nedir ki bu seriye başlandı? sorumuza, aynı zamanda SamanyoluHaber yazarı da olan Abdullah Aymaz, Hutbe-i Şamiye üzerene kendi yazdığı kitabının önsözündeki ifadeleriyle cevapladı: "Hutbe-i Şâmiye, Üstad’ın ülkemizin ve bilhassa Güneydoğu bölgesinin problemlerine çözüm getirmek için İstanbul’a gidip uzun mücadeleler vermesi, hapis hatta tımarhaneye gönderilmesi, Osmanlı’nın en üst makamlarına projelerini anlatmaya çalışması, 31 Mart bahanesiyle idamla yargılanması ve neticede beraat etmesinden sonra tekrar Güneydoğu’ya dönüp halkın içinde onların problem ve dertlerini dinleyerek reçeteler yazması gibi büyük tecrübeler ve birikimler yaşadıktan sonra İslâm dünyasına sunmuş olduğu önemli bir mesajdır. Bu mesajında ittihad-ı İslâm anlayışı ile Âlem-i İslâm’ın derin yaralarını ve dertlerinin tedavi çarelerini, uyandırıcı, ümit verici duygularla beraber izah etmeye çalışmıştır. Engin ilim ve birikimiyle, gerçek hayatı, insan fıtratını, psikoloji ve sosyolojinin verileriyle konuşturup insanlık için doğru hedefler belirlemiştir. Hutbe-i Şâmiye, asrın imanının on üçüncü asrın minaresinden camiye davet ettiği insanlığa, asrın başında okuduğu bir hutbedir. Bunu, mahşer meydanının çekirdeği olacak Şam’da okuması çok manidardır. Yine asrın başında bir vâkıa-ı sâdıkada müşahede ettiği, Ağrı Dağı’nın infilak edip parçalanması ve dünyanın her tarafına dağılması sonra da mühim bir zâtın kendisine “Kur’ân’ın mu’cizeliğini beyan et!” demesi sıradan olaylar olarak kabul edilemez. Bazı rivayetlere göre Ağrı Dağı, Nuh Tufanı’nın olduğu yerdir. Yani Hz. Âdem’den (aleyhisselâm) sonra ikinci defa insanlığın yepyeni inanç ve anlayışla, yepyeni bir cihan nizamı ile ortaya çıkmasıdır. Etrafındaki muhkem devlet surları yıkılan Kur’ân’ın, mu’cizelik zırhı ile yani hiçbir hücum ve darbenin yıkamayacağı, kıramayacağı koruma gücü olan i’caz zırhı ile ortaya çıkmasında vazifeli bir zâtın, yepyeni bir dünya görüşünü ilhâmât-ı Kur’âniye, sünuhât-ı Kur’âniye ve istihrâcât-ı Kur’âniye olan Risale-i Nurlarla ortaya koymasının hemen arefesinde okunmuş olan bu Hutbe-i Şâmiye bütün Müslümanlara hatta bütün insanlığa bir hitaptır. Onun için önemi çok büyüktür.." Abdullah Aymaz, bu seriyi öne çekmelerinin bir diğer sebebini de şu ifadeleriyle aktardı: “Birkaç sene önce, Avrupa’da yetişmiş beş arkadaşımız, doktor hocasına Hutbe-i Şamiye kitabının İngilizce tercümesini takdim etmiş. 15 gün sonra ziyaretine gidince bu mühim zat: “Kimmiş bu Bediüzzaman, yüz sene öncesinden bunları nereden biliyormus?” diyerek hayret ve hayranlığını ifade etmiş. Zaten düşünüyordum bu malumatlar ve Amerika’dan bir kardeşimizin de aynı doğrultuda “Hutbe-i Şamiye’yi” tekrar bir ele alıp anlatsanız idiye fade etmesiyle böyle bir çalışma öncelerini olduk. Cenab-ı Hak hayırlara vesile kılsın.”