У нас вы можете посмотреть бесплатно Yeni Akit - Ahmet Can Karahasanoğlu: Hatay’da 3 yıldır donan hayat или скачать в максимальном доступном качестве, видео которое было загружено на ютуб. Для загрузки выберите вариант из формы ниже:
Если кнопки скачивания не
загрузились
НАЖМИТЕ ЗДЕСЬ или обновите страницу
Если возникают проблемы со скачиванием видео, пожалуйста напишите в поддержку по адресу внизу
страницы.
Спасибо за использование сервиса ClipSaver.ru
#Haber #SesliMakale #cumartesi #Haber #SesliMakale #cumartesi #Haber #SesliMakale #cumartesi #SesliMakale #Haber #cumartesi #SesliMakale #Haber #cumartesi #SesliMakale #Haber #sesliköşe #SesliMakale #Haber #cumartesi #SesliMakale #Haber #cumartesi #ahmetcankarahasanoğlu #SesliMakale #Haber #sesliköşe #ahmetcankarahasanoğlu #Haber #ahmetcankarahasanoğlu #cumartesi #yeniakitizle Ahmet Can Karahasanoğlu - Hatay’da 3 yıldır donan hayat - 25 Ekim 2025 tarihli yazısının seslendirmesi Hatay’da 3 yıldır donan hayat AHMET CAN KARAHASANOĞLU 23 yaşında bir delikanlı. Hatay depreminin tüm sarsıntısını yalnızca bedeninde değil, şuuraltının en derin mahzenlerine kadar hissetmiş. İronik bir şekilde adı Barış. Oysa iç dünyasında derin bir savaş patlamış durumda. Üç yıldır evden dışarı çıkmıyor, özel bakımlarını yapmıyor, tırnaklarını kesmiyor hayatla tüm irtibatı kesik. Geçtiğimiz günlerde Barış’ı zorla evden aldılar; saçlarını, tırnaklarını kestiler, banyo yaptırdılar. Keşke bir travmayı çözmek bu kadar kolay olsaydı. O zaman tüm sokak çocuklarını toplar, yıkar, paklar ve iyileştirirdik. Oysa bellekteki kiri kim temizleyecek? Belleğin uzağındaki acıları kim tımar edecek? Her şeyi kolay sanıyor insanoğlu. Annesini düşünün… Kim ister o annenin yerinde olmayı? Yakınlarını bedenen, oğlunu ruhen kaybetti. Bir zamanlar okul birincisiymiş Barış. Frenk filozof Foucault, “Disiplin, insanın kendini cezalandırmasıdır.” demişti. Çok düzenli insanlar hayatlarında ciddi bir sarsılma yaşadıklarında, lakayıt insanlar kadar kolay toparlayamıyorlar; tamamen dağılıyorlar. Depremle birlikte Barış’ın hayatında her şey anlamını yitirmiş. Mecbur olmasa yemek yemiyor, tuvalete gitmiyor. Zorunlu tüm fizyolojik ihtiyaçları bir ihtiyaç olmaktan çıkarabilirse, bu yalan matriksten de çıkacağına inanıyor. Bu kadar genç yaşta hayat anlamını yitirdiğinde, yerine koyduğumuz tüm kelimeler boşa düşüyor. Bu travmayı anlatabilecek bir kelime henüz yok. Çünkü deprem yalnızca binaları değil, anlamın temellerini de yerinden etmiş. Korkuyor, bu yüzden uyuyacağı zamanı bekliyor. Suçluluk hissediyor, bu yüzden hayattan kopuyor. Kaybolmak istiyor, bu yüzden kimseye tepki vermiyor. Barış’ın savaşı aslında kendiyle. Dünyaya adapte olamayan bir insanın çığlığı bu. Annesi şöyle diyor: “Oğlum çalışkan bir çocuktu. Herkes onunla gurur duyardı. Depremden sonra her şeyi bıraktı. Artık konuşmuyor, banyo yapmıyor, sadece telefonla oynuyor. Eskiden banyo yaptırmadığımda bana kızardı. Şimdi ‘ben öleceğim’ diyor. Bazen ‘ya sen ölürsün ya da ben’ diyor.” Bu sözlere sadece cümle olarak bakmayın. Bu kadının sözlerinde çok derin bir varoluş acısı var. Bir yanda oğlunu hayata tutundurmak isteyen bir anne, öte yanda bırakılmak isteyen bir oğul… Tıpkı Yunan trajedyalarındaki gibi. Travma, insanın ölümle ilk kez göz göze geldiği andır. Yazının devamı için tıklayınız: https://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/... Yeni Akit'i sosyal medyada takip edin! Instagram: / yeniakitgazetesi Twitter: / yeniakit Facebook: https://www.facebook.com/profile.php?... Tiktok: / yeni.akit Web Site: https://www.yeniakit.com.tr #SesliMakale #Haber #cumartesi #ahmetcankarahasanoğlu #SesliMakale #Haber #sesliköşe #ahmetcankarahasanoğlu #Haber #ahmetcankarahasanoğlu #cumartesi #yeniakitizle