Genç kadınlarda görülen yumurtalık kanserleri çok özel bir konudur... скачать в хорошем качестве

Genç kadınlarda görülen yumurtalık kanserleri çok özel bir konudur...

Genç kadınlarda görülen yumurtalık kanserleri çok özel bir konudur. Esasında bu genç kadınlardaki yumurtalık kanserlerini ikiye ayırmak gerekiyor. Bir tanesi, klasik olarak bizim "epitelyal over kanseri" dediğimiz epitelyal yumurtalık kanserleridir. Diğeri ise genç kadınlarda, yani 30 yaş altındaki kadınlarda görülen yumurtalık kanseri türlerinden en sık karşılaştığımız "germ hücreli over kanserleri"dir. Bu tabirler size yabancı gelebilir; ancak germ hücreli over kanserleri çok tipiktir. 30 yaş altında, hatta 20 yaş altında bile bu tür tümörleri görürüz ve bunların tedavisi özeldir. "Özel"den kasıt şudur: Biraz önce söylediğim gibi epitelyal yumurtalık kanserleri klasik yumurtalık kanserleridir ve bu tip kanserlerle çok şaka edilmez. Bu kanserlerde konservatif, yani doğurganlığı koruyarak davranmak oldukça güçtür. Nedeni de bu tümörlerin, yani klasik yumurtalık kanserlerinin, yayılma biçimidir. Bu tümörler genellikle patlayarak ilerler. Kendilerine özgü bir kanser biyolojisi vardır. Ancak germ hücreli over kanserleri böyle bir seyir izlemez ve en sık da bu tür tümörlere rastlarız. Dolayısıyla, örneğin 19 yaşında, yumurtalık kanseri olma ihtimali olan, garip bir yumurtalık kitlesiyle gelen bir hasta varsa, bu hasta mutlaka çok iyi değerlendirilmelidir. Bu tümörlerin çok özel tümör marker’ları vardır. Yani CA125, CA19-9 gibi değil; alfa fetoprotein, HCG, LDH gibi özel bazı tümör marker’ları vardır. Bunlara mutlaka bakmak gerekir, asla eksik bırakılmamalıdır. Ayrıca çok iyi bir MR çekmek gerekir; alt-üst batın MR, ilaçlı olarak yapılmalıdır ve tüm bunlar bütüncül bir şekilde değerlendirilmelidir. İyi bir patologla çalışmak da son derece önemlidir. Aileye şu da açıklanmalıdır: Neden iyi bir patolog gerekir? Çünkü “frozen” istenir. “Frozen” dediğimiz şey, ameliyat sırasında patoloğun çağırılıp çıkarılan kitlenin anlık olarak değerlendirilmesi, iyi huylu mu kötü huylu mu olduğunun ameliyat esnasında belirlenmesidir. Dolayısıyla patolog en azından bu tür tümörleri tanıyabilmelidir. Diğer taraftan, patolog bu tümörü tanıdı ya da tanıyamadı, yani karar veremediyse; bu durumda ameliyat öncesi hastaya ve ailesine ikinci bir ameliyatın gerekebileceği mutlaka söylenmelidir. Çünkü gereksiz yere yumurtalık alınmamalıdır. Bu nedenle öncelikle konservatif olarak, yumurtalığı koruyarak ameliyat yapılmalı; eğer kötü huylu olduğu kesinleşirse o zaman yumurtalık alınmalıdır. Ancak rahim ve diğer yumurtalık normalse, onlara dokunulmamalıdır. Bunlar son derece önemlidir çünkü bu hastalara radyoterapi genelde verilmez; verilecekse de dikkatli olunmalıdır. Kemoterapi ise bu hastalarda çok özeldir ve mutlaka doğurganlığı korumaya yönelik planlanmalıdır.