У нас вы можете посмотреть бесплатно EMLAKÇIDA SÖZLEŞME YAPARKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİ или скачать в максимальном доступном качестве, видео которое было загружено на ютуб. Для загрузки выберите вариант из формы ниже:
Если кнопки скачивания не
загрузились
НАЖМИТЕ ЗДЕСЬ или обновите страницу
Если возникают проблемы со скачиванием видео, пожалуйста напишите в поддержку по адресу внизу
страницы.
Спасибо за использование сервиса ClipSaver.ru
Uygulamada “emlakçılık”, “emlak danışmanlığı” ve benzeri kavramlarla da ifade edilen taşınmaz simsarlığı, esas olarak bir taşınmaz üzerinde ayni veya şahsi bir hakkın kurulması ya da kurulma fırsatının oluşturulması amacıyla gerçekleştirilen aracılık faaliyetidir. TBK, taşınmaz simsarlığı için yazılı şekilde yapılma zorunluluğundan başka bir hüküm ele almamıştır. Dolayısıyla taşınmaz simsarlığı için TBK’nın simsarlığa ilişkin hükümleri uygulanacaktır. Ayrıca taşınmaz simsarları için çıkarılan “Mecburi Standartlar Tebliği” de mevcuttur. Yargıtay, taşınmaz simsarlığı kavramının dar anlaşılmaması gerektiğini kabul etmektedir. Buradan hareketle taşınmazın satımı, kiralanması, alım-satım vaatleri, taşınmaz karşılık gösterilerek ödünç alınması, arsa karşılığı inşaat yapılması, taşınmaz trampası, taşınmaz üzerinde irtifak, sükna, sulama, geçit hakkı sözleşmelerinin kurulması, taşınmazın sermaye olarak konulduğu ticaret şirketi kurulması, taşınmaz üzerinde ipotek tesisi, alım, geri alım, önalım gibi eşyaya bağlı borç doğuran sözleşmelere aracılık edilmesi durumunda tellallık sözleşmesinin yazılı olarak yapılması gereklidir. BAHSİ GEÇEN YARGITAY KARARLARI: -----Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2010/19-559 E., 2010/546 K. sayılı kararında, “Hal böyle olunca, somut olayın özelliği de dikkate alındığında; gayrimenkul tellallığı sözleşmesinin, tarafların ortak iradesi ile BK'nun 404/3. forasında emredilen geçerlilik şartına uygun şekilde, yazılı olarak kurulmuş olduğu ve taraflarca hayata geçirildiğinin kabulü gerektiği; sözleşmeye taraf olan davalı/borçlunun açıklanan şekilde imza eksikliğini ileri sürmesinin ise TMK'nun 2. maddesinde açıklanan dürüstlük kuralları ve hakkın kötüye kullanılması yasağına aykırı olduğu; sonuç itibariyle davacının taraflar arasındaki geçerli tellallık sözleşmesi gereği ücrete hak kazandığı yönündeki direnme kararı isabetlidir.” -------Yargıtay 11. Hukuk Dairesi de 2000/4982 E., 2000/5792 K. sayılı kararı “BK’nın 404 /son hükmünce taşınmaz tellallığı sözleşmesinin yazılı olması geçerlik koşuludur. Olayda, taraflar arasında bu nitelikte bir yazılı sözleşme bulunmadığı için davalı emlak komisyoncusu bu sözleşme çerçevesinde ücret talebinde bulunamaz ise de, tarafların tacir olmasına ve toplanan kanıtlarla davalının davacı tarafa kiralık işyeri bulunmasında hizmet ifa etmiş olduğunun sabit olmasına göre TTK’nın 22. maddesindeki karşı tarafın ticari işletmesi ile ilgili bir iş veya hizmet görmüş olan davalının uygun bir ücret isteyebileceği hükmü gözetilerek davalıya uygun bir ücret miktarı takdir edilmelidir.” -------Yargıtay 3.Hukuk Dairesi 2016/ 2169 E. 2018 / 10388 K. sayılı kararında, bu durumu, 2-T.B.K.'nun 520. maddesi gereği, simsarlık sözleşmesi, simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkânının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması hâlinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir. Simsar, ancak yaptığı faaliyet sonucunda sözleşme kurulursa ücrete hak kazanır.(TBK.521) Simsarın ücret isteyebilmesi için simsarın çalışmasının sözleşmenin yapılmasına neden olması gerekir. Ne var ki, T.B.K'nın bu maddelerindeki düzenleme kamu düzenine ilişkin olmadığı için taraflar bunun aksini kararlaştırabilirler. Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde, alıcı ve satıcı arasındaki satım ilişkisi resmi olarak yapılmayarak geçersiz olmakla, yasanın aradığı anlamda sözleşme kurulmamış olduğundan, simsar ücrete hak kazanamamış olup davacının bu kapsamda ödediğini iddia ettiği bedeli davalıdan talep etmesi de mümkün değildir. Hal böyle olunca, Mahkemece davacı tarafından talep edilen 7350,00 TLde dahil olmak üzere davanın tümden reddi gerekirken, kabulü usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.” -------Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/13-7 E. 2015/1677 K. sayılı kararında “...Taraflar arasındaki sözleşmenin incelenmesinde “...taşınmazlardan herhangi birini ben veya kan veya sıhri hısımlardan biri satın aldığı takdirde ..” belirtilen değer üzerinden % 3 oranında komisyon ücretini ve Geç ödeme halinde % 10 cezai şartı ödemeyi taahhüt ettiği yazılıdır. Taraflar arasındaki sözleşme metninde davalının eşinin satın almasına ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Davalının eşinin bu sayılanlar dahilinde bulunmadığı açıkça bellidir. Bu durumda davalının sözleşmeye aykırı hareket ettiğinden bahsedilemez...” https://cbthukuk.net/ gayrimenkul danışmanı hukuki danışmanlık murat tezcan