У нас вы можете посмотреть бесплатно Charlie Chaplin: Şarlo’nun Sanatı ve Mirası! или скачать в максимальном доступном качестве, видео которое было загружено на ютуб. Для загрузки выберите вариант из формы ниже:
Если кнопки скачивания не
загрузились
НАЖМИТЕ ЗДЕСЬ или обновите страницу
Если возникают проблемы со скачиванием видео, пожалуйста напишите в поддержку по адресу внизу
страницы.
Спасибо за использование сервиса ClipSaver.ru
Charlie Chaplin'in çocukluk döneminde yaşadığı derin yoksulluk, ailevi varoluşlar ve toplumsal dışlanmışlık, onun sinematik dünyası, karakterlerinin ve mizah anlayışının temel taşlarını oluşturmuştur. Kaynaklara göre, Chaplin'in çocukluk travmalarının sinemasına yansımaları şu şekildedir: 1. "Serseri" (Şarlo) ve Yoksulluğun İzleri Chaplin'in Londra'da yaşadığı ömür boyu yoksulluk ve zorluklarla doluydu; babasının yanlarında yoktu ve annesinin maddi olarak büyük parçaları yaşıyordu. Henüz dokuz yaşına gelmeden önce iki kez evdekiler evi (workhouse) gönderilen Chaplin, buraları "kimsesiz bir varoluş" olarak tanımlandı. • Karakter Şekillendirilmesi: En ünlü ekran kişiliği olan Şarlo (The Tramp) , bu zorlu geçmişin bir devamıdır. Şarlo, düşman bir dünyada hayatta kalmaya çalışan, yoksulluk içinde yaşayan ancak her zaman insan onurunu ve centilmenliğini katılımla çalışan bir figürdür. • Mekan Seçimi: Filmlerdeki sokak sahnelerinin çoğu, Chaplin'in yaşadığı Kennington bölgelerindeki sokaklarla büyük benzerlikler taşınır. 2. Annesinin Hastalığı ve Kadın Karakterler Annesi Hannah Chaplin'in, Chaplin henüz 14 yıldır kalıcı olarak bir akıl hastanesine yatırılması, sanatçının seçenekleriki ve büyük travmalardan tutuklanması. • Sinematik Tarz: Annesinin pencere boyu gösterip geçeni taklit etmesi, Chaplin'in insanların gözlemleme ve yüzleriyle ifade etme yeteneğinin ilk kaynağı oldu. • Tematik Bağ: Psikolog Sigmund Freud ve biyografi yazarı Stephen M. Weissman'a göre, Chaplin'in filmlerindeki kadın karakterlerinin çoğu ve Şarlo'nun onları kurtarmayı istemesi, annesiyle olan sorunlu ve korumacı ilişkinin bir devam etmesidir. 3. "Pathos" ve Komedinin Trajedisiyle Birleşimi Chaplin'in sinemasının en belirgin özelliği, slapstick (kaba komedi) ile pathos (hüzün/acıma) duygusunun harmanlanmasıdır. • Duygusal Derinlik: The Kid (1921) filminde ebeveyn-çocuk ayrılığı ve yoksulluk temaları, doğrudan Chaplin'in kendi çocukluk deneyimlerinden ve bir çocuğunu kaybetmesinden beslenmiştir. . • Hayatta Kalma Mizahı: Chaplin, kurtuluş ile alaycı bir direniş biçimini savundu; ona göre doğanın olumsuz etkilerinin karşısında çaresizliğimizin yüzünü güldürmek bir ömür boyu. Örneğin, The Gold Rush (1925) filminde açlık nedeniyle botunu yeme sahnesi, yayın verici bir gösterim epik bir komedi yaratma becerisi gösteriyor. 4. Sosyal Eleştirmek ve Mazlumun Yanında Olmak Çocukken yaşadığı sefalet ve otoriter figürleriyle olan olumsuz olaylar, Chaplin'i kariyeri boyunca ezilenlerin bütünlüğünü korumak. • Otorite Karşıtlığı: Şarlo karakteri her zaman otorite figürlerine meydan okur ve toplumsal konum ne kadar düşük olursa olsun asaletinden vermez. • Politik Mesajlar: İlerleyen yıllarda Modern Times (işçi hakları) ve The Great Dictator (faşizm eleştirisi) gibi filmlerle mağdurların ve mağdurların yaşayabileceği politik bir uçakla taşınmıştır.. Özetle, Chaplin'in sineması, kendi yaralı çocuğuna tutulmuş dev bir aynadır. O, çocuğun döktüğü gözyaşlarını sinema perdesinde kahkahalara dönüştürerek sadece kendi travmalarını sağaltmakla kalmamış, aynı zamanda sinemayı bir sanat formülüne dönüştüren evrensel bir dil yaratmıştır..