Ahmed Faruk Işık скачать в хорошем качестве

Ahmed Faruk Işık

Ahmed Faruk Işık Abdülhakîm Efendi Hazretlerinin Yeğenidir. Kardeşi Yusuf İzzeddin Efendinin Oğludur. Abdülhakîm Efendi Hazretlerinin en sevdiği insanların başında gelen, hatta birini methetmek istese, "Faruk hariç hepimizden iyidir" buyurduğu ve çok itimat ettiği bir kimseydi. Nitekim oğlu Mekki Efendi'ye 'Dünya işlerinde bir müşkilin olursa, Faruk ile istişare et!" buyurmuş: Faruk Bey'e de 'Dini işlerinde Mekki'ye danış!' buyurmuşlardı. Abdülhakîm Efendi Hazretleri Faruk Işık beyin evinde vefat etmiştir. Ahmed Faruk Işık 1894’te Başkale’de doğmuştur. Liseyi bitirdikten sonra Başkale bidâyet yani ilk derece mahkemesinde Kâtipliğe başlamıştır. Faruk Bey'in zevcesi Hoşablı Taşçılardan Yusuf Ağa'nın kızı Nimet Hanım'dır. Abdülhakîm Efendi'nin kardeşi Kâsım Fahreddin Efendinin oğlu Asım Bey ile evlenmişse de, ertesi sene dul kalmıştır. Sonra Faruk Bey ile evlenmiştir. Doğu Anadolu'nun Ruslar tarafından işgali üzerine Amcası Abdulhakim Efendi Hazretleri ile beraber Musul’a Hicret Etmişleridir. Musul Muhasebe-i Vilâyetinde memuriyete devam etmiştir. Babası Yusuf İzzeddin Efendi Musul'da tifo hastalığına yakalanarak vefat etti. Bahariye mezarlığında Şeyh Bakkalı adında bir âlimin yakınına defnedilmiştir Bağdat’ın İngilizler tarafında işgal edilmesi ve kıtlığın artması sebebiyle Adana’ya hicret etmişlerdir. Başkale’den yüzeli kişi ile başlayan yolculukları Adana’ya geldiklerinde 66 kişiye düşmüştür. Adana Mahrukat İdaresi Maaş ve Masraf Kâtibi olarak çalışmaya devam etmiştir. Faruk Bey'in büyük oğlu İbrahim Nevzad Işık 1919 senesinde Adana'da dünyaya gelmiştir. Son derece temiz kalpli ve sevimli bir zattı. Abdülhakîm Efendi Hazretleri kendisini sever; kulağı biraz büyük olduğu için Gühik diye hitap ederdi. Gühik, Kürtçe kulak demektir. Nevzad Bey avukattı. 26 Haziran 2009 tarihinde İstanbul'da vefat etti. Küçükyalı'dadır. Hicrette Adana'da Faruk ışık beyin annesi Zühre Hanımın 8 altını varmış. Faruk beyde gömleğin üstüne pantolonu düşmesin diye kuşak bağlar, parayı da onun içine yerleştirmiş. Pazarda 250 gram salça alırken, Faruk beyi takip eden, kuşağında para olduğunu bilen birisi, o sekiz altını çalmış. Abdülhakîm Efendi Hazretleri bunu duyunca Faruk beyin annesi Zühre Hanıma 'Faruk pazarda parayı çaldırmış. Aman sakın ola ki sıkıştırmayasın!' diye tembihlemiş. Zühre Hanımda 'Ama Efendi, nasıl olur ki, sekiz altın bu, hiç azarlamayım mı?' demiş. Efendi hazretleri, 'Hayır, hiç azarlama. Zaten o şimdi o kadar üzülmüştür ki, senin azarlaman onun yanında hiç kalır. Onun için çocuğa dokunma. Nasip değilmiş. Birimizin parası hepimizindir. Sen hiç korkma. Sizden ben hiç ayrılmam. Ben ne yersem, siz de onu yersiniz' diye teselli etmiş. Haleb'in düşmesi üzerine, Adana'nın da düşmesi kuvvetle beklendiğinden, Adana'dan Eskişehir'e gelmişler. Eskişehir’de birkaç ay kaldıktan sonra da İstanbul’a vasıl olmuşlardır. Faruk Bey'in kızı Farika Hanım, 1923'te İstanbul’da doğdu. Çok asil, sevimli, mütevazı ve kültürlü bir Osmanlı Hanım efendisi idi. Abdülhakîm Efendi Hazretlerinin mensup ve makbullerinden askeri diş tabibi Sabri Gökkaya ile evliydi. 13 Nisan 2004 tarihinde İstanbul'da vefat etti. Menemen olaylarında Kaşgari Dergâhı polisler tarafından basılmış suç delili olarak, Seyyid Fehim Efendi hazretlerinden kalma sarığa el konulmuştu. Yeğenleri Faruk Işık Bey, bilahare Birinci Şube'ye gidip, bürokratlık sıfatını da kullanarak, yaşlı amcasının, yalnızca hocasından kalma bir yadigâr olmak itibariyle sakladığı sarığı iade etmesi için ricada bulunmuş; komiser de bu isteği yerine getirmiştir. Faruk Bey'in bu hareketi, amcasını çok memnun etmiş ve 'Faruk biraz fantezidir [süslüdür]. Ama onu öyle kabul etmek lazımdır. Çünki üstadımın sarığını geri aldı' buyurmuşlardır. İstanbul Muhasebesi Vilayet Maaş kâtibi; olarak çalışmaya başladıktan sonra Sayıştay Denetçi Yardımcısı oldu. Tayini çıktığı için Ankara’ya taşındıktan sonra Sayıştay âzâsı oldu. Bunun için yüksek tahsil gerekmesi hasebiyle, kırk yaşından sonra 1937’de Ankara Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. 1951'de 1. Daire Reisi seçildi. 1960'da bu vazifede iken yaş haddinden emekli oldu. Faruk Bey'in ikinci oğlu Ahmed Rüchan Işık, Ankara'da 1936 senesinde ikiz olarak dünyaya gelmiş; ikizi ölü doğmuş, bunun üzerine Abdülhakîm Efendi Hazretleri "Bu dünyayı âhirete tercih ettiği için adı Rüchan olsun" demiştir. Ahmed Rüchan Işık, hukuk profesörüydü. 29 Nisan 2024 tarihinde Ankara'da vefat etti. Bağlum'dadır.