У нас вы можете посмотреть бесплатно Yeraltı Demiryolu - Colson Whitehead // konuk Begüm Kovulmaz // Deniz Yüce Başarır ile Ben Okurum или скачать в максимальном доступном качестве, видео которое было загружено на ютуб. Для загрузки выберите вариант из формы ниже:
Если кнопки скачивания не
загрузились
НАЖМИТЕ ЗДЕСЬ или обновите страницу
Если возникают проблемы со скачиванием видео, пожалуйста напишите в поддержку по адресу внизу
страницы.
Спасибо за использование сервиса ClipSaver.ru
25 Mayıs 2020 günü Minnesota eyaletinin Minneapolis kentinde siyahi bir Amerikan vatandaşı kendisini gözaltına almak isteyen polis memurunun boğazına diziyle bastırması sonucu nefessiz kaldı ve hayatını kaybetti. Adı George Floyd’du. 46 yaşındaydı. Evet, 21. yüzyılda, polis şiddeti yüzünden, ırkçılık inatçılığı yüzünden, bir salgın gibi yayılıp duran zorbalık yüzünden, tüm dünyanın gözleri önünde öldürüldü. ‘Lütfen, nefes alamıyorum’ diye polis memurunu uyaran sesi televizyonları başında olan biteni, iş işten geçtikten, hayat kanından çekildikten sonra izleyen milyonlarca insanın kulaklarında hala. Amerikan rüyası yine bir karabasana dönüşmüştü. Ardından gösteriler geldi. Pankartlar açıldı, çığlıklar atıldı, polis tutuklandı, ağlayan ağladı, polisi savunanlar çıktı, göstericilere silah çeken Amerikan vatandaşları oldu. • Ben Okurum Irkçılığın şaha kalkışına bir kez daha tanık olurken, insan düşünmeden edemiyor: Nedir insanların birbirinden istediği? Neden bu nefret? Farklı olana neden tahammül edemiyoruz? Önyargılar kolay, önyargılar kişinin hayatına bir lüks gibi giriveriyor. Birini karala, yargıla ve onun sorunları hakkında düşünmek zorunda kalma. Ne şartlar altında yaşadığını sorgulama. Suçlu de, zenci de, Kürt de, Ermeni de, mülteci de, ibne de, de oğlu de! Ve birleştir kafanda hep olumsuzluklarla. Bir tehlike gibi gör, düşmanlaştır, kurtul tüm sorumluluklardan. Rahatla, kendini akla pakla, üstün gör, kafanı dinç, gönlünü ferah tut. O senden değil, o başka, o zararlı, yok edilse de olur, yok sayılsa da! Böyle mi işliyor mekanizma? Bu mekanizmaya itirazı olanlar, bu gidişatta bir yanlışlık olduğunu düşünenler, yani umarım bizler çok etkileniyoruz elbette olan bitenlerden, evet, oturduğumuz yerden. Sonra, doğal elbette, dönüyoruz kendi sıradan hayatlarımıza ve yaşıyoruz işte bu adaletsiz dünyanın güzelliklerini de çirkinliklerini de… Belki birkaç söz, birkaç karartma kalıyor sosyal medya paylaşımlarında. Hayat böyle! Bazı gerçekleri ne kadar rahatsız edici de olsa, kabullenip sürdürüyoruz yaşamı. George Floyd’un öldürülüşü bir kenarda hep duran ama görmezden geldiğimiz ırkçılığın o büyük ve sözde müreffeh ülkede hortlayışı gibiydi sanki. Hayata kitaplar aracılığıyla bakmayı, onlar aracılığıyla düşünmeyi seven biri olarak Amerika’da ırkçılığın tarihinin edebiyattaki yansımalarına dalmayı istedim yeniden. Elbette, birçok roman var bu alanda ve birçok yazar bu konuya el atan. James Baldwin’den Toni Morison’a kadar birçok yürekli ve sağlam kalem. Biraz daha günümüz edebiyatından birini seçmek istedim ama ben. Ve aklıma hemen Colson Whitehead geldi. Son iki romanı Yeraltı Demiryolu ve Nickel Çocukları ile iki Pulitzer ödülünün sahibi olan Whitehead’in ilk ödülünü aldığı Yeraltı Demiryolu, 19. yüzyıla, kölelik günlerine uzanan ve baş kahramanı Cora aracılığıyla bizi o günlerin acımasızlığıyla çok çarpıcı bir biçimde yüz yüze getiren bir romandı. Amerika’nın kuzey eyaletlerinde yaşayanların Güney’deki kölelere yardım etmek için kurdukları bir örgütün adı aslında Yeraltı Demiryolu. Whitehead bir isimden ya da bir metafordan ibaret olan bu demiryolunun raylarını döşemiş, istasyonlarını, gizli geçitlerini inşa etmiş ve okuruna da romanın kahramanı Cora’yla birlikte bu zorlu yolculuğa çıkmak kalmış. Peki biz kitap hakkındaki sohbet yolculuğumuza kiminle çıkacağız derseniz: Kitabı ve yazarı artık çoook yakından tanıyan biriyle, çevirmeni Begüm Kovulmaz ile sohbet edeceğiz efendim. #benokurum #denizyücebaşarır #colsonwhitehead #yeraltıdemiryolu