У нас вы можете посмотреть бесплатно 🔴 ÖLÜM SESSİZLİĞİ! или скачать в максимальном доступном качестве, видео которое было загружено на ютуб. Для загрузки выберите вариант из формы ниже:
Если кнопки скачивания не
загрузились
НАЖМИТЕ ЗДЕСЬ или обновите страницу
Если возникают проблемы со скачиванием видео, пожалуйста напишите в поддержку по адресу внизу
страницы.
Спасибо за использование сервиса ClipSaver.ru
Meclis kürsüsünde 10 saniyelik suskunluk eyleminden sonra konuşmamıza başladık. AKP’liler kızsa da bu 10 saniyede dirençsiz kentlerde binlerce insan öldüğünü, çarkların durması sonucu endüstrinin durduğunu, hastanelerde binlerce insanın hayatının tehlikeye girdiğini vurguladık. “Sizi deprem bölgesine davet edelim” dedi bir AKP’li vekil. Unuttuğu bir şeyi hatırlattım: “Ben oradayım hanımefendi, orada yaşıyorum. Depremi yaşamış bir insanım.” Bir ülkenin vicdanı, en çok sessizliğinde duyulur; ve ölüm, bir milletin aynasıdır. Türkiye’de ölümün birden çok yüzü vardır. Bazen bir çocuk işçinin avucundaki son sıcaklık, bazen bir madencinin göğsünde kalan son nefes, bazen cinayetten korunmayan kadının son çığlığı, bazen deprem enkazından sarkan bir koldur. Bazen susuzlukla boğuşan ülkede, selde kaybolan bir candır. Bazen, bir evin çöküşünde mezar olur insanlara… Ve ecelsiz toprağa düşen canlar, bu ülkede tesadüfen yaşadığımızı sürekli yüzümüze çarpar. Biz hâlâ “Bir bina durduk yere niye yıkılır?” diye sorarız. Cevap ihmalde, denetimsizlikte gizlidir. Ve enkaz altında kalan her beden, bir ihmal zincirinin son halkasıdır. Ve bir patlamanın sesi, bir bacanın tütmemesi, bir otelin, bir iş yerinin ömür boyu tütecek yangınına dönüşür. İnsan yaşamı bu kadar ucuz olabilir mi? Önlemin alınmamasının bedelinin canlarla ödenmesi kabul edilebilir mi? Albert Camus’un “Bir ülkeyi tanımak istiyorsanız, o ülkede insanların nasıl öldüğüne bakın” der Albert Camus. Başka söze gerek var mı? 📍TBMM - ANKARA