У нас вы можете посмотреть бесплатно (313) Kırık Manalı Meryem Sûresi 1-11 | Hz Zekeriyya (a.s) Kıssası или скачать в максимальном доступном качестве, видео которое было загружено на ютуб. Для загрузки выберите вариант из формы ниже:
Если кнопки скачивания не
загрузились
НАЖМИТЕ ЗДЕСЬ или обновите страницу
Если возникают проблемы со скачиванием видео, пожалуйста напишите в поддержку по адресу внизу
страницы.
Спасибо за использование сервиса ClipSaver.ru
İsmail Yaşar ile Kur'ân-ı Anlıyorum, Kelime Manalı Meal ve Tefsir, Kırık Meal Dersi: 313 | 16.cüz | Meryem Sûresi: 1-11 | Sayfa: 304 Kur'ân-ı Mecîd Meali: ONDOKUZUNCU SÛRE-İ CELİLE el-Meryem SÛRE-İ CELîLESİ Mekkî (Mekke-i Mükerreme döneminde inmiş)dir. Ancak İmam-ı Mukatil’e göre; secde âyeti olan 58. âyet-i kerîme, İmam-ı Süyûtî’nin nakline göre de; 71. âyet-i kerîme Medîne-i Münevvere’de nâzil olmuştur. 98 ayettir. Rahmân ve Rahîm olan Allâh’ın ismiyle! 1 Kâf! Hâ! Yâ! Ayn! Sâd! 2 (İşte sana okunmakta olan bu âyetler,) Rabbinin rahmetinin, kulu Zekeriyyâ’yı anması(yla alâkalı kıssanın beyanı)dır! 3 Hani o, (riyâdan tamamen uzak olarak, ih lâslı bir şekilde) gizli bir nidâ ile Rabbine seslenmişti. 4 Demişti ki: “Ey Rabbim! Muhakkak ki ben, kemikler gevşedi benden, baş ise yaşlılıkla tutuştu (böylece ihtiyarlık saçlarımı beyaz alev gibi ağarttı)! Ama ey Rabbim! Ben Sana dua ile hiç (bir zaman) mahrum olmadım! (Bilakis bundan önce her dua ettiğimde kabul eserini gördüm. Bu yüzden Sen beni hep kabule alıştırdın.) 5 Şüphesiz ki ben (ölümümden sonra) ardımdan gelecek (amcaoğullarım gibi) yakın akraba(mın dini bozmasın)dan endişelendim/ ardımdan yöne time geçecek olanlar( ın yapacağı bozgunculuk)dan korktum/! Hanımım ise (bu güne kadar hiç doğurmamış) kısır biri olmuştur. (Artık isteğime icâbet ümidi sadece Se nin fazl u kereminden ve üstün gücünden beklenebilir.) O halde Sen (alışılagelen sebepleri devre dışı bıra karak) bana Kendi katından (dinî ve dünyevî işleri me) bir takipçi (olacak oğul) bahşet! 6 Ki o bana da vâris olsun, Ya’kûb hânedânından bir kısmına da mirasçı olsun! Ey Rabbim! Böylece Sen onu (hem inanç, hem de söz ve amel bakımından) râzı olduğun (takvâ sahibi, sâlih) bir kimse yap!” Zekeriyyâ (Aleyhisselâm)`ın kendisine verilmesini istediği çocuk hakkında zikrettiği verâset vasfı, mal-mülk veraseti olmayıp, ancak peygamberlik ve âlimlik mirasıdır. Zira peygamberlerin dinar ve dirhem miras bırakmayıp ancak ilim mirası bıraktıkları, hadîs-i şerîflerde belirtilmiştir. Zaten Zekeriyyâ (Aleyhisselâm) gibi bir peygamberin, bırakacağı malını amcaoğullarının zâyi etmesinden korkması düşünülemez. Ancak o, İsrâiloğullarının, peygamberleri öldürdüklerini ve dinin hükümlerini değiştirdiklerini görünce, akrabasının da kendinden kalacak olan ilmi muhâfaza etmeyeceklerinden endişelenerek Allâh-u Te`âlâ’dan, kendisine güvenip ümmetini emânet edebileceği sâlih bir çocuk isteğinde bulundu. Fakat kendisi yüz yirmi yaşında bir pîr-i fânî, hanımı da o güne kadar hiç doğurmamış ve doksan sekiz yaşına ulaşmış bir nene oldukları için Allâh-u Te`âlâ’nın, kendisine bu çocuğu lütfedeceği zaman, bir alâmet belirtmesini talep etti. Allâh-u Te`âlâ da ona hiç günah işlemeyecek, hatta günah işlemeyi aklından dahi geçirmeyecek pek mübârek bir çocuk bağışlayacağını vaad etti ve bunun alâmeti olarak da, hiçbir sebep bulunmaksızın üç gün üç gece hiç konuşamayacağını, ancak merâmını işâretle anlatabileceğini fakat zikretmek istediğinde dilinin açılacağını beyan etti. İşte böylece Allâh-u Te`âlâ ile aralarındaki konuşmalar âyet-i kerîmelerde zikredildiği üzere gelişti. 7 (Bunun üzerine Biz onun duasına icâbet vaadin de bulunmak üzere şöyle buyurduk:) “Ey Zekeriyyâ! Şüphesiz Biz se ni bir oğulla müjdelemekteyiz ki adı Yahyâ (olacak)dır! Biz daha önce ona hiçbir (kimseyi) adaş yapmamışızdır!” 8 (Bu müjdeyi alan Zekeriyyâ (Aleyhisselâm)) dedi ki: “Ey Rabbim! Benim için bir oğul nasıl (ve ne şe kil) olabilir? Oysa benim hanımım (önceden beri) bir kısır olmuştur, gerçekten (benim tüm mafsal ve ke miklerim) de yaşlılıktan dolayı (çocuktan ümit kesti recek raddeye vardığından) ben kuruluk ve sertliğe ulaşmışımdır! (Şimdi ben ve eşim bu durumdayken mi bir çocuk sahibi olacağız, yoksa gençlik çağımıza mı döndürüleceğiz?)” 9 (Allâh-u Te`âlâ) buyurdu ki: “İşte (Benim işim) böylecedir! Rabbin buyurmuştur ki: ‘O Bana göre çok kolaydır! Daha önce sen hiçbir şey değil ken, gerçekten seni de Ben yaratmıştım!’.” 10 (Zekeriyyâ (Aleyhisselâm)) dedi ki: “Ey Rabbim! Benim (hanımımın hâmile kaldığını anlamam) için bir nişân belirle!” (Allâh-u Te`âlâ) buyurdu ki: “Senin nişânın, (ken dinde sağırlık ve dilsizlik gibi hiçbir hastalık bulunma yıp) sapasağlam olduğun halde (üç gün) üç gece insanlarla konuşamamandır!” 11 Derken o, (namaz kıldığı) mihraptan (kendi sini namaz için bekleyen) kavmine karşı (rengi değişik ve konuşmaktan âciz bir halde) çıktı da: “Sabah-akşam (namaz kılarak Rabbinizi) tesbîh (ve tenzîh) edin!” diye onlara (parmağıyla) işârette bulundu. http://kuranimecid.com 📺 Kanalımıza ABONE OLMAK için: / kuranıanlıyorum 📺 VAAZ ve FETVA Kanalımıza Abone Olmak için: / İsmailyaŞar