Malpraktis Türleri (Hatalı Tıbbi Uygulama Türleri) Part-1 [Altyazılı] скачать в хорошем качестве

Malpraktis Türleri (Hatalı Tıbbi Uygulama Türleri) Part-1 [Altyazılı]

Malpraktis Türleri (Hatalı Tıbbi Uygulama Türleri) [Altyazılı] Kurucu avukatımız Ahmet Burak YALÇIN videoda sizler için anlatıyor. Daha fazlası için bizi takip etmeyi unutmayın. ✍🏼 ⚖️ Tıp Hukuku başlığımızın ikinci ikinci içeriğinde bu kez, malpraktis türlerine değineceğiz. Malpraktis Nedir ? Tıbbi Standart Nedir ? Hatalı Tıbbi Uygulama (Malpraktis) Nedeniyle Hukuki ve Cezai Sorumluluk nelerdir ? şeklindeki sorulara cevap vermeye gayret etmiştik. Bahsi geçen içeriğimizi izlemek veya bilgilerini tazelemek isteyenler, ekranın sag üst köşesinden ve içerigimizin sonundaki pencerelerden ulasabileceginiz "Malpraktis Nedeniyle Hukuki ve Cezai Sorumluluk" başlıklı içeriğimize ulaşabilirler. Hala bizimleyseniz, gelelim Malpraktis Türlerine... İki ayrı bölüm olarak ele alacağımız malpraktis türlerinin ilk bölümünde, ilk olarak teşhis hatası, ikinci olarak tedavide ve tedavi sonrası yükümlülüklerde hata kavramlarıyla başlıyoruz : II - MALPRAKTİSİN TÜRLERİ Tıbbi hatalar, tedavi süreci öncesinden başlayıp, tedavi sırasında veya tedavi sonrasında ortaya çıkabilir. Bu nedenle, konunun anlaşılmasını kolaylaştırmak bakımından, hataların sınıflandırılmasında fayda görüyoruz. İlk olarak, teşhis hatası ile başlayalım. 1-) Teşhis Hatası : Tıp literatürüne göre teşhis, hastanın muayenesi ve yapılan tetkikler neticesinde hastalığın tanınması ve bulguların araştırılması işlemine verilen addır. Tıp hukukunda mutlak ve kesin anlamda bir teşhisin bulunmadığı, teşhisin hekimin hastalığı tanımasına yönelik bir değerlendirme kavramı olduğu ifade edilmektedir. Hekimin, teşhiste başarılı olma yükümlülüğü bulunmaktadır. Önemli olan, hekimin uzmanlığının ve hastalığın gerektirdiği biçimde hareket etmesidir. Örneğin baş ağrısı ve kusma şikâyeti ile gelen bir hastaya hekim, hasta istemese bile tomografi ve emar çekimini yaptırmalıdır. Yüksek Sağlık Şurası’nın malpraktis ile ilgili vermiş olduğu bir kararında; 49 yaşında trafik kazası geçiren hastanın, kaldırıldığı hastanenin acil servis doktoru tarafından muayenesinin yapıldığı, ancak hastanın hayati tehlikesinin olmadığını belirtir geçici rapor verilerek evine yollandığı ve aynı gün hastanın evinde öldüğü belirtilmiştir. Anılan kararda, dosyada hastaya ait filmlerin olmadığı, otopsi tutanağından, ölümün, künt beden travmasına bağlı çok sayıda kaburga kırığı ile birlikte iç organ yaralanmasından gelişen iç kanamanın etkisiyle meydana geldiğinin anlaşıldığı, dolayısı ile, doktorun hastayı dikkatli muayene etmediğine ve toraks travmasının iyi değerlendirmediğine, dikkatsizlik ve tedbirsizlik açısından, hekimin kusurlu olduğuna karar verilmiştir. Yüksek Mahkemenin kanser hastalarına ilişkin verdiği bir diğer kararında ise, kanser hastalığının ölümcül bir hastalık olduğu bilinse bile, erken teşhis ve tedavi ihtimalinde hastalığın ilerlemesinin önlenebileceğine dem vurarak, hekimin teşhis yükümlülüğünün önemine işaret edilmiştir. Yine bir kararında Yargıtay, gözüne tel saplanmış bir hastaya göz damlası vererek gönderen hekimi, teşhis yönünden kusurlu bulmuş, ... Yüksek Mahkemenin hekimin teşhiste hatasının olup olmadığının, Adli Tıp Kurumu'ndan alınacak bir raporla tespit edilmesi gerektiği görüşünde ise de, her vakıanın kendine özgü dinamikleri bünyesinde barındırmasından ötürü, mahkemelerin sırf Adli Tıp Kurumu raporlarıyla bağlı kalmamasının, hekim hataları ile ilgili bilirkişilik yapan uzmanlardan da rapor alınmasının daha doğru ve gerekli bir yaklaşım olacağı kanaatindeyiz. 2-) Tedavide ve Tedavi Sonrası Yükümlülüklerde Hata : Hastalığın teşhisi sonrası başlayan tedavi süreci de malpraktise dahildir ve hekimin hukuki ve cezai sorumluluğu sürmektedir. Tıp bilimi, teknolojiye bağlı olarak, kendini sürekli geliştiren bir bilim dalıdır. Dolayısıyla hekimden beklenen, yeni tedavi metotlarını takip ve tatbik ederek hastasını tedavi etmesidir. Tıbbi gelişmeleri izleyerek, güncel tedavi metotlarının kullanılması, hekimin yükümlülüğü arasındadır. Hekimin bilimsel ve mesleki sınırlar içerisinde kalmak kaydıyla,...hekimin acil servise gelen hastaya başka bir sağlık mensubu arkadaşına telefonla talimat vererek tedavi yaptırması, travma geçiren hastanın gözlem altında tutulması gerekirken, hekimin hastayı yatırmayıp taburcu etmesi, ameliyat edilen vücutta, 2 metre uzunluğunda gazlı bez unutulması, burun ameliyatı sırasında hastanın burnunda kırık iğne ucu bırakıp acı çekmesine sebep olunması, hekimin test yapmadan penisilin uygulaması gibi. Her ne kadar hekimin teşhis ve tedavide yüksek sorumluluğu mevcut ise de, hekimin tedavide mutlak başarı... Malpraktis türlerinin ilk bölümüne burada son verirken, ikinci bölümde "Sağlık Kurumunun ve Tedavi Hizmetinin Organizasyonuna İlişkin Hatalar" ile "Hekimin Tedaviden Kaçınması veya Tedaviyi Geciktirmesi" başlıklarını mercek altına alacağız.