У нас вы можете посмотреть бесплатно Oy Vermek Şirktir (Kur'an'ı Kerim'den En Açık Delilleriyle) или скачать в максимальном доступном качестве, видео которое было загружено на ютуб. Для загрузки выберите вариант из формы ниже:
Если кнопки скачивания не
загрузились
НАЖМИТЕ ЗДЕСЬ или обновите страницу
Если возникают проблемы со скачиванием видео, пожалуйста напишите в поддержку по адресу внизу
страницы.
Спасибо за использование сервиса ClipSaver.ru
Halis Bayancuk Hoca (Ebu Hanzala) | Oy Vermek Şirktir (Kur'an'ı Kerim'den En Açık Delilleriyle) Bilindiği gibi meclis, milletvekillerinden oluşur. Yönetimde söz sahibi olacak parti veya vekiller, seçmenlerin oyları ile belirlenir. Bu şekilde demokrasilerde, insanlar partiler aracılığıyla yönetimde söz sahibi olurlar. Bir başka deyimle verilen oy, insanın vekalet vermesi gibidir. Bu noktadan yola çıkarak, seçilenlere milletvekili denir. Peki vekil nedir? Vekil, insanın belirli veya genel bir konuda herhangi bir şahıs veya kuruma, kendi adına tasarruf hakkı vermesidir. İslam hukuku ve diğer beşerî hukuklarda vekalet veren insan, vekalet verdiği konuda, vekilinin yaptığı her tasarrufta pay sahibidir ve gelen sonuçlara katlanmak zorundadır. Kurban bayramında kurbanını kesmesi için birine vekalet veren, kızının nikâhını kıyması için hocaya vekalet veren, kendi adına alışveriş yapması için tüccara vekalet verenlerin her biri, vekalet verdiği işi kendi yapmasa da verdiği vekaletle kendi yapmış gibi kabul edilir. Yönetim anlamında da bu böyledir. Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem bir kavimle muamele etmek istediğinde tek tek onlarla muhatap olmazdı. Onların vekili kabul edilen yöneticilerini muhatap alır ve onun tutumunu tüm toplumun kararı olarak kabul eder ve onlara böyle muamele ederdi. Bugün oylarıyla başlarına yönetici seçenler, o yöneticinin tüm tasarruflarına ortaktır. Partilere oy verenler de böyledir. İster itikadi ister amelî anlamda sergilenen tüm olumsuzluklardan, oy veren seçmen de sorumludur. Yazımız boyunca zikrettiğimiz; yöneticilere ait, tağutlaşmak, Uluhiyet ve Rububiyet iddiası, Allah’ın şeriatından yüz çevirmek gibi ağır cürümlere, oy veren şahıs da ortaktır. Kendisi bunu kabul etse de etmese de verdiği vekalet, bunu gerektirmektedir. Allah’ın kanunları dışında kanunlarla yönetilen her ülkede oy veren için bu sonuçlar kaçınılmazdır. Bunun yanında vakıaya özel birtakım cürümler de söz konusudur. Tüm dünyada İslam’a karşı verilen bir savaş vardır. Bu savaşın öncülüğünü başta ABD olmak üzere Batı dünyası yapmaktadır. Ve açıkça bu saldırının bir Haçlı savaşı olduğunu ikrar etmektedirler. Kendini İslam’a nispet eden mazlumların başına bombalar yağmakta, kadınların ırzı, necis postallar altında kirlenmektedir. Asıl acı olanıysa, kendini İslam ülkesi kabul eden ülkelerin bu savaşta Batı’ya askerî, siyasi, lojistik destek vermeleridir. Kiminin, hızını alamadan bu savaşın başkomutanı Obama için: ‘O, benim en iyi dostlarımdandır’ demesidir. Oysa Rabbimiz subhanehu ve teâlâ, Yahudi ve Hristiyanlar için şöyle demektedir: “Ey iman edenler! Yahudi ve Hristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onları dost edinirse, o da onlardandır…” (5/Maide, 51) Bu yöneticiler, ayetin nassıyla onlardan olup, onlara bu noktada vekalet verenler de onlarla aynı hükme sahiptirler. Yine, herhangi bir vatandaşa kadın satıcılığı, kumarbazlık, ayyaşlık nispet edilse bunu hakaret olarak kabul eder. Ancak milyonlarca insan farkında olmadan kendini bu duruma düşürmektedir. Bugün en organize ve en pişkin kadın satıcısı, sistem ve onu yönetenlerdir. Yüzbinlerce vatandaşına fuhuş yapma vesikası veren, zina evleri kuran, bu evlerden vergi alan, kapısındaki polislerle zina yapanları koruyan, tepesine bayrak asarak orayı millileştiren ve on sekiz yaşından büyük olan herkese buralarda zinayı helal kılan; sistem ve her dönem yönetimde olan yöneticilerdir. Bunlara oy yani vekalet veren insan, bu suçlara iştirak etmediğini iddia edebilir mi? Genelde insanlar, oy verdikleri hükümetlerin olumlu yönlerini zikretmekte ve kendilerine oyları sebebiyle bu iyilikten pay çıkarmaktadırlar. İlginç olansa iyilikten pay alanların, kötülükler zikredildiğinde bundan rahatsız olmalarıdır. Oysa hastane ve yol yapan hükümetler aynı zamanda fuhuş ve kumarı organize etmektedirler. Başörtüsünü serbest bırakan yöneticiler, medya yoluyla teberrüc ve fuhuşu meşrulaştırmakta ve yaygınlaştırmaktadırlar. Sigaranın azalmasını sağlayanlar, kendi verdikleri ruhsatlarla içki içilmesini sağlamaktadırlar. Bu nasıl bir akıl tutulmasıdır ki tüm güzelliklere insanı ortak kılıp, kötülüklerden korumaktadır. Oysa güzelliğe ortak olmayı sağlayan oy verme, kötülükler için de geçerlidir. “Eksik ölçüp tartanların vay haline! Ki onlar, insanlardan ölçerek aldıklarında noksansız alırlar. Kendileri onlara ölçtüklerinde veya tarttıklarında eksiltirler.” (83/Mutaffifin, 1-3) ... Bu metnin tamamı için: ↪️ https://tevhiddergisi.org/h-kimiyet-k... ➥ https://www.tevhiddersleri.org/ ➥ https://tevhiddergisi.org/ ➥ https://tevhidgundemi.com/ ➥ https://www.tevhidkitap.net/ 📖 https://tevhidmeali.com/ İletişim İçin: ☎️ Wp: +90 0535 766 45 45 ☎️ 📩 E-posta: [email protected] 📩 #seçim2023 #demokrasi #hakimiyet #HalisBayancukHoca #HalisBayancuk #EbuHanzala #EbuHanzalaHoca #Tevhid #TevhidDergisi #TevhidDersleri