У нас вы можете посмотреть бесплатно Halepçe katliamı belgelerle или скачать в максимальном доступном качестве, видео которое было загружено на ютуб. Для загрузки выберите вариант из формы ниже:
Если кнопки скачивания не
загрузились
НАЖМИТЕ ЗДЕСЬ или обновите страницу
Если возникают проблемы со скачиванием видео, пожалуйста напишите в поддержку по адресу внизу
страницы.
Спасибо за использование сервиса ClipSaver.ru
16 Mart 1988, Halepçe... Havaya yayılan keskin bir elma kokusuyla gelen sessiz ölüm. Elma kokusunu duyan çocuklar merakla karışık sevinç içinde kokuya doğru koştular ve kısa süre içinde çocukların neşeli çığlıkları derin bir ölüm sessizliğiyle sonlandı. Elma kokusu yayan kimyasal bombanın etkisiyle o tarihte Halepçe’de bir dehşet yaşandı. Şimdi o günleri hatırlayalım. Saddam Hüseyin yönetimindeki Irak, 1980’li yılların ortalarında, bir yandan İran’la savaşırken, diğer yandan da Kürtlerle mücadele ediyordu. Kürtler, İran’la işbirliği yapınca Saddam Hüseyin, topraklarını İran’a kaptırmamak için Kimyasal Ali lakabıyla bilinen kuzeni Hasan Ali Mecid’i Kürtlerin yaşadığı bölgede güvenliği sağlamakla görevlendirdi. Saddam ve Kimyasal Ali, 'Enfal' ismini verdikleri ülke tarihinin en kanlı operasyonuyla Kürtleri önce karadan ve havadan bombalayarak, zorunlu göçe maruz bırakarak, idamlarla ve son olarak da kimyasal saldırılarla katlettiler. Kimyasal bombalar ilk olarak Balisan Vadisi'nde kullanıldı. Bu saldırıda kaç kişinin hayatını kaybettiği hâlâ tam olarak bilinmiyor. Kimyasal saldırıların en büyüğü ise Halepçe’de gerçekleşti. İran ordusu 15 Mart gecesi Halepçe’yi geçerek Irak’a doğru ilerleyince Saddam Hüseyin, Kimyasal Ali’ye saldırı emrini verdi. Irak birlikleri önce hava bombardımanı, ardından topçu atışıyla Halepçe’yi yerle bir etti. Ardından kimyasal bombalarla saldırıya geçildi. Önceki topçu ateşinde evlerin camları tamamen kırıldığı için halkın kimyasal gazdan korunabileceği kapalı bir alan kalmamıştı. Bu da çocuk, yaşlı, kadın bölgedeki sivil halkın topluca hayatını kaybetmesine neden oldu. Saddam’ın kendi halkını öldürmek için kullandığı bu şeytani taktikle çoğunlukla kadın ve çocuklardan oluşan en az 5 bin kişi hayatını kaybetti. Tabi ki bu, resmi veriler. Gayri resmi rakamlara göre ölü sayısı çok daha fazla. Hayatta kalanların çoğunun “elma kokusu” olarak hissettiği kokuya kimse bir anlam veremediği için tedbir de alınamadı. Aslında kaynağını düşünüp, araştırıp, tedbir alabilecekleri pek vakitleri de olmadı. Kokuyu alanlar birer birer ölmeye başladılar. Hem insanlar, hem hayvanlar, hem bitkiler… Bombardımanda kullanılan hardal ve sarin gazları nedeniyle insanların derisi yanmaya başladı, solunum sistemleri çöktü. Ne olduğunu anlayamadan kimi anne kapı eşiğinde, kimi kız çocuğu bahçede oynarken, kimi de gazdan kaçmaya çalışırken dağ yolunda öldü. Şimdi kimyasal gaz saldırısının hemen ardından bölgeye giden gazeteci Ramazan Öztürk’ün o gün yaşadıklarını izleyelim, ardından devam edeceğiz. 17 Mart’a kadar aralıklarla süren saldırılarda ölenlerin sayısı hâlâ net değil. Farklı kesimlerin kabul ettiği ortak sonuç, çoğu kadın ve çocuk en az 5 bin kişinin öldüğü, 14 bin 765 kişinin yaralandığı. Ancak savaştan sonra kasabaya giden yabancı gözlemciler, sayının çok daha fazla olduğu görüşünde. Bu hafta Sn Adnan Oktar da sohbetinde Halepçe katliamında yaşananları yorumladı ve bakın o programda neler konuşuldu?