У нас вы можете посмотреть бесплатно Futbolda Kuralları Değiştiren Maçlar или скачать в максимальном доступном качестве, видео которое было загружено на ютуб. Для загрузки выберите вариант из формы ниже:
Если кнопки скачивания не
загрузились
НАЖМИТЕ ЗДЕСЬ или обновите страницу
Если возникают проблемы со скачиванием видео, пожалуйста напишите в поддержку по адресу внизу
страницы.
Спасибо за использование сервиса ClipSaver.ru
Öneri ve işbirlikleri için - [email protected] Instagram - enesfutbolyt TikTok - enesfutbolyt Ayrıcalıklardan yararlanmak için bu kanala katılın: / @signorefutbol Futbol her geçen gün değişiyor. Futbolu 10 yıllık dilimlere ayırdığımızda iki farklı 10 yıl arasında gözle görülebilir bir fark oluşuyor. Tabi oyun gelişip değişirken kurallar da oyuna göre değişiyor. Kuralların değişme nedeni; genelde oyunu daha hızlı hâle getirmek, seyirciye daha fazla gol izlettirmek, kısacası oyunu daha izlenebilir hâle getirmek oluyor. Biz de bugün futbolda kuralları değiştiren maçları ya da turnuvaları ve bu kuralların neden değiştiğini konu alacağız. GERİ PAS "Futboldaki bir kural şu maç yüzünden değişmiştir" diyebileceğimiz en net örneği geri pas kuralında görüyoruz. Geri pas kuralı 1992 yılında getirildi. Bu kural getirilmeden önce kaleciler topla pek de haşır neşir değildi. Kalecinin oyun kurma becerisine ihtiyaç duyulmuyordu. Günümüz futbolunda geriden çıkma konusuna eğilen teknik direktörler kalecilerin oyun kurabilme yeteneğine önem veriyor. Ki zaten liberö kaleci kavramı da böyle gelişti. Bu kural getirilmeden önce özellikle büyük turnuvalarda öne geçen takım ikinci golü atmaya çalışmıyor, aksine defansta topu dolaştırıp baskı görünce de topu kalecisine veriyordu. Bu durum hem rakibi çıldırtıyor hem de futbolu izlenebilirliğini dibe çekiyordu. Euro 1992'de Danimarka milli takımı, futboldaki bu açığın suyunu çıkarmıştı. Grubu 2 gol atarak ikinci sırada bitirmiş daha sonra Hollanda'yı penaltılarla geçip finalde Almanya'yı devirerek kupaya ulaşmışlardı. Kupaya ulaşırken de geri pasa dair bir kuralın olmamasından faydalanmışlardı. ALTIN / GÜMÜŞ GOL Altın ya da gümüş gol uygulaması da 1990'larda tıpkı geri pas kuralı gibi oyunun çok yavaşlatılmasından dolayı getirilmişti. 1990 dünya kupasında oyunun çok yavaş olduğu tartışmaları gün yüzüne çıkmıştı. Özellikle turnuvalarda maçların normal dakikaları beraberlikle bitiyor. Uzatmalarda da yorgunluk ve tedbir nedeniyle pek fazla gol görülmüyordu. En azından uzatmaların hareketli geçmesi içine altın gol kuralı getirildi. Yeni kurala göre uzatmalarda bir takım eşitliği bozarsa maç orada sonlanacaktı. SARI VE KIRMIZI KART Futbola birçok yenilik getiren ve futbolun modernleşmesinde büyük payı olduğu kabul edilen Ken Aston; sarı ve kırmızı kart kuralının da fikir babası olarak görülüyor. 1962 dünya kupasında görev yapan Ken Aston, sakatlığı sebebiyle 1966 dünya kupasını kaçıracaktı ancak FIFA, böyle bir hakemden mahrum kalmak istemiyordu. Bu yüzden hakem komisyonu başkanı olacak şekilde yeni bir görev verildi. Artık sahada değildi. sahayı tamamen görebiliyor, bu da ona oyunu farklı bir pencereden izleme fırsatı sunuyordu. Tam da bu turnuvada futboldaki bir sorun göze çarpıyordu. O dönemde kart uygulaması olmadığı için hakemler futbolcuları sözle uyarıyor, oyundan atıldıklarında da dışarı çıkmalarını söylüyordu ancak bu işin bir standardı yoktu. Anlatılana göre; Sarı ve kırmızı kart uygulaması, 1966'da İngiltere ve Arjantin arasında oynanan Dünya Kupası maçındaki bir olayla doğdu. Maçta hakem tarafından uyarılan İngiliz Jack Charlton, sarı kart yerine geçen bu uyarıyı aldığını medyadan öğrendi ve doğrulatmak için Hakem Komisyonu Başkanı Aston'u aradı. OFSAYT Futbolun başlangıç yıllarında ofsayt kuralı yoktu. 1800'lerin sonları 1900'lerin başlarında ofsayta benzer ilk kural getirildi ancak bu kural bugünküne pek de benzemiyor. Ragbi’den devşirilen kurallar ile oynanan oyunda ileri doğru verilen bir pası almak ofsayt sayılıyordu. Dolayısıyla asıl amaç top sürmek, dripling ile topu rakip kaleye taşımaktı. Bu yüzden dripling yapabilen hızlı, çevik ve yetenekli oyuncular ön plana çıkıyordu. İlerleyen yıllarda bu kural, ‘pası alan oyuncunun rakip kaleye göre konumu, rakibin 3 oyuncusunun gerisinde olmalı’ şeklinde değiştirildi. Dripling'ten ziyade pas atmanın, pas kalitesinin ve takım oyununun değer kazanmasına sebep oldu. Fakat bir oyuncunun sürekli savunmanın en arkasında beklemesi ve ofsayta düşmemek için 3 futbolcunun geride kalması gerektiği için rakibin kolayca ofsayta düşmesini sağlıyordu. Böylece defans yapmak kolaylaşmış, maçlar kısırlaşmıştı. Doğal olarak stadyumlardaki taraftar sayısında ciddi bir azalma görüldü. 1925 yılında getirilen kural ise günümüzde hâlâ kullanılıyor. OYUNCU DEĞİŞİKLİĞİ Futbolun hızla popülerleştiği 19. yüzyıl başlarında oyuncu değişimine gidebilmeniz için bir oyuncunuzun maça gelmemesi gerekiyordu. öyle ki oyuncu değişimine dair ilk kayıtlar 1853 yılına kadar dayanıyor. Amatör maçlarda zaman zaman oyuncu değişikliği yapılabiliyordu. Bu da sadece maç başlamadan yapılabiliyordu. Yani maçın ortasında bir futbolcunuz sakatlanması bile bir kişi eksik oynayacağınız anlamına geliyordu. Oyuncu değiştirmenin profesyonel futbola gelmesi ise 1953 yılını buldu.