У нас вы можете посмотреть бесплатно Sübhanallah! Salih Peygamberin (as) Mucizesi Devenin Çıktığı Kaya Footprints Prophet Saleh's Camel или скачать в максимальном доступном качестве, которое было загружено на ютуб. Для скачивания выберите вариант из формы ниже:
Если кнопки скачивания не
загрузились
НАЖМИТЕ ЗДЕСЬ или обновите страницу
Если возникают проблемы со скачиванием, пожалуйста напишите в поддержку по адресу внизу
страницы.
Спасибо за использование сервиса ClipSaver.ru
آثار ناقة النبي صالح عليه السلام في صلالة بسلطنة عمان HZ. SALİH’İN (A.S.) DEVE MUCİZESİ Sâlih -aleyhisselâm-, kavminin cehâlet ve gafletine çok üzülmüştü. Bir müddet onları terk ederek aralarından ayrıldı. Dönüşünde Cenâb-ı Hak, kavmine, Hazret-i Sâlih’in peygamberlik heybetini gösterdi. Kavmi, O’nun bu heybetinden ürktü. Sâlih -aleyhisselâm-, kavmin reîsi olan Cenda’nın yanına gitti. Cenda: “–Doğru söylüyorsan seni imtihân edeceğiz!” dedi. “el-Kâtibe” diye bilinen bir kaya vardı. Cenda bu kayayı kasdederek şöyle dedi: “–Seninle oraya gideceğiz. Senin ilâhın, o kayadan kırmızı tüylü, doğurmak üzere olan dişi bir deve çıkarsın! Yavrusunun rengi de annesinin renginde olsun!” Kavmi de istihzâ ederek: “–Sütü, yazın serin, kışın sıcak olsun! Bu sütten içen her hasta şifâ bulsun, fakir bir kimse ise fakirlikten kurtulsun!” dediler. O devirde bu kavim için en kıymetli şey, kızıl renkli deveydi. Bu sebeple Sâlih -aleyhisselâm-’ın kayadan kızıl tüylü bir deve çıkarmasını istemişlerdi. Bütün Semûd kavmi toplandı. Sâlih -aleyhisselâm-, namaza durdu; Cenâb-ı Hakk’a ilticâ etti. Kaya büyümeye başladı. Sancılı sesler çıkardı. Ve içinden kızıl renkli bir deve; “Allâh’tan başka ilâh yoktur, Sâlih aleyhisselâm Allâh’ın peygamberidir!” diyerek çıktı. Cenda, Sâlih -aleyhisselâm-’ı alnından öptü. Yüz kişiyle birlikte tevhîd akîdesine girdi. Kavmine de şöyle seslendi: “–Ey kavmim! Bu körlük kâfî! Ben kendisinden başka hiçbir mâbûd olmayan, eşi ve benzeri bulunmayan Allâh’a ve O’nun peygamberi Hazret-i Sâlih’e îmân ettim!” Puthânenin reisi ise: “–Sihir olan bir şeye ne çabuk meylediyorsunuz! Ben size daha büyüğünü göstereceğim!” dedi. Böylece, Cenda’nın kardeşi de dâhil yeni îmân edecek olanların kalblerindeki meyli değiştirdi. Cenda’nın tâcını, kardeşinin başına koyarak: “–Bundan sonra reisimiz sensin!” dedi. Cenda ise, evine gitti ve oradaki bütün putları kırdı. Kendisine âit malları da, tevhîd akîdesini kabûl eden mü’minlere taksîm etti. Sert ve keçeleşmiş bir libas giydi. O da tevhîdi tebliğe başladı. Sâlih -aleyhisselâm-’ın baş yardımcılarından oldu. Îmânsız putperestler, Cenda’ya: “–Yazık sana! Sen de Sâlih’in sihrine kandın!” diyorlardı. Cenda ise, onların dediklerine aldırmıyor ve Sâlih -aleyhisselâm-’ın yanından ayrılmıyordu. Allâh Teâlâ Hazret-i Sâlih’e buyurdu: “Gerçekten onları imtihan etmek için dişi deveyi gönderen Biz’iz. Sen onları gözetle ve sabret!” (el-Kamer, 27) Sâlih -aleyhisselâm-, ilâhî vahiyle devesi için bir ölçü koydu: “Ey kavmim! İşte size mûcize olarak Allâh’ın devesi! Onu bırakın. Allâh’ın arzında yesin (içsin). Ona herhangi bir kötülükte bulunmayın; sonra sizi yakın bir azâb yakalar.” (Hûd, 64) “Sâlih dedi ki: «İşte (istediğiniz mûcize) bu dişi devedir; su içme hakkı (bir gün) onundur; belli bir gün de sizindir. Ona kötülükle ilişmeyin, yoksa sizi muazzam bir günün azâbı yakalayıverir.»” (eş-Şuarâ, 155-156) Deve, yavrusu ile beraber otlar ve Allâh’ı tesbîh ederdi. Diğer hayvanlar onun heybetinden korkup kaçardı. Deve hâl diliyle: “–Kim süt isterse, gelsin alsın!” derdi. Semûdlular da gelir, kaplarını doldurup giderlerdi. Deve, su içtikçe tesbîhe devâm ederdi. Sütünü içen mü’minler, şifâ bulurlardı. SEMUD KAVMİ’NİN NANKÖRLÜĞÜ Bu büyük mûcize karşısında acziyetlerinden kahrolan kâfirler, deveyi katletmeye niyetleniyor, fakat bu katlin ardından ilâhî azâbın gelmesinden korkuyorlardı. Bu korkuya rağmen Semûd kavminde iki kadın, sürülerinin zarar gördüğü iddiâsıyla devamlı sûrette bu devenin öldürülmesi için îmân etmeyenleri tahrîk ediyordu. Bu iki kadından biri Üneyze bint-i Ganem’di. Yaşlı bir kadındı, fakat güzel kızları vardı. İkincisi Müheyyâ isimli hem zengin, hem de cemâl sâhibi bir kadındı. Bu iki kadın da, kâfirlerden bu deveyi öldürmelerini istiyordu. Çünkü kendilerinin de hayvan sürüleri vardı ve Sâlih -aleyhisselâm-’ın devesi su içtiği zaman, kendi sürüleri su içemiyordu. Hayvanların su içmesi, sırayla olmaktaydı; bir gün deve ve yavrusu, bir gün diğer hayvanlar. Müheyyâ, amcasının oğlu Mısta’yı çağırdı: “–Bu deveyi öldürürsen, seninle evlenirim! Her şeyim senin olur!” dedi. Mısta, bu teklifi kabûl etti. Kendisine yardımcı biri lâzımdı. Kıtar isimli bir putperesti buldu. Ona da Üneyze’nin kızları teklîf edildi. O da içlerinden birini seçerek, bu çirkin işi kabûllendi. Bu iki kişi, yanlarına birkaç bedbaht daha bularak, dokuz kişi oldular. Devenin öldürülmesi için îmansız putperestler arasında propaganda yapıp onları iknâ ettiler. Allâh Teâlâ buyurur: “O şehirde dokuz kişilik bir çete vardı ki, bunlar yeryüzünde bozgunculuk yapıyorlar, iyilik tarafına hiç yanaşmıyorlardı.” (en-Neml, 48) Bu dokuz kişi pusuya yattı. Mısta ok atıp deveyi yaraladı. Kıtar ve yanındakiler de devenin üzerine atıldılar: “Derken o kişiler, deveyi ayaklarını kesip düşürerek öldürdüler ve Rablerinin emrinden dışarı çıktılar…” (el-A’râf, 77)