У нас вы можете посмотреть бесплатно Felsefe Tarihi 3.Dönem 4.Ders: Sokrates: Kendini bilmek ne demetir? или скачать в максимальном доступном качестве, видео которое было загружено на ютуб. Для загрузки выберите вариант из формы ниже:
Если кнопки скачивания не
загрузились
НАЖМИТЕ ЗДЕСЬ или обновите страницу
Если возникают проблемы со скачиванием видео, пожалуйста напишите в поддержку по адресу внизу
страницы.
Спасибо за использование сервиса ClipSaver.ru
Dr. Öğr. Görevlisi Abuzer Dişkaya ile “Felsefe Tarihi” Aklın varlık alemindeki seyrini takip etmeye devam ediyoruz. İnsanın varlık alemiyle karşı karşıya gelmesinden hasıl olan meseleleri çözmek için yola çıkan akıl, Arkhe sorgulamasıyla çokluğu birliğe irca etmek suretiyle açıklamaya ve bu açıklama üzerinden olgular aleminin neden var olduğu ve neden başka türlü değil de bu şekilde var olduğu sorularına yanıt bulmaya çalışmaktadır. Bu yüzden temel gerçekliğin ne olduğu yani diğer her şeyin kendisinden geldiği ve yine kendisine döneceği Şey/Arkhe sorgulaması başlamış ve bu soruya farklı filozoflar farklı cevaplar vermişlerdir. Temel gerçeklik olan Arkhe sorgulaması içinde felsefe yapma imkanını barındırmaktadır. Zira Arkhe sayesinde akıl, çokluğu birliğe irca ederek açıklama imkânı elde etmekte ve bu sayede kaosu kozmosa dönüştürmektedir. Ancak bu çaba şu ana kadar ele aldığımız Sokrates öncesi dönemde Parmenides ve Herakleitos’un şahsında bir çıkmaza girmiştir. Çünkü Parmenides temel gerçekliği çokluğu dışlayan birlik olarak belirlerken, Herakleitos ise temel gerçekliğin değişim ve kesretten ibaret olduğunu iddia etmiştir. Temel gerçekliğin ne olduğuna dair çelişik olan bu iki ontolojik önermenin epistemolojik sonucu aynıdır. Zira ister Parmenides haklı olsun isterse de Herakleitos haklı olsun sonuç varlık alemi hakkında hüküm verememek yani felsefenin olumsuzlanmasıdır. Çünkü herhangi bir şeye dair hüküm verebilmek için varlık aleminde hem birlik hem de çokluk bulunması gerekmektedir. İşte bu durum Sofistlerin ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Sofizm çok genel olarak bilginin imkanının ve dolayısıyla da felsefe yapmanın imkansızlığını savunan anti-felsefi bir tavırdır. Sofistler, insanın varlık alemiyle sadece duyular üzerinden ilişki kurduğunu ve bunun sonucunda ancak tikel idrakler elde ettiğini ve bu yüzden de “insanın her şeyin ölçüsü olduğunu” ileri sürmüşlerdir. Böylece kendilerinden sonra gelecek filozoflara “sofistik bir meydan okuma” bırakmışlardır. Sofistik meydan okuma bilginin formel ve maddi şartlarının ne şekilde karşılanacağına dairdir ve bu Sofistlerden sonra gelen filozofların temel görevi olacaktır. İşte Yunan Felsefesi ikinci evrensinde Sokrates, Eflatun ve Aristoteles’in şahsında bu meydan okumaya cevap vermeye çalışacak ve bu cevabın içeriği klasik düşüncenin kaderini tayin edecektir. Sizleri hep birlikte Yunan Felsefesinin ve belki de felsefe tarihinin en parlak dönemi olan ve sistematik felsefe dönemi olarak adlandırılan bu süreci bizimle birlikte takip etmeye davet ediyoruz…! Seminer derslerine kayıt yapmak ve daha fazlası için web sitemizi ziyaret edin. https://www.zeyrekakademi.com/ Zeyrek Akademi’de yapılan ve yapılacak etkinliklerden haberdar olmak için sosyal medya hesaplarımızı takip edin. Twitter / fzeyrekakademi İnstagram / fatihzeyrek. #youtube #video #newvideo Tarih: 15 Kasım 2025