У нас вы можете посмотреть бесплатно Travmatik Olaylar Beynimizi nasıl etkiliyor? или скачать в максимальном доступном качестве, видео которое было загружено на ютуб. Для загрузки выберите вариант из формы ниже:
                        Если кнопки скачивания не
                            загрузились
                            НАЖМИТЕ ЗДЕСЬ или обновите страницу
                        
                        Если возникают проблемы со скачиванием видео, пожалуйста напишите в поддержку по адресу внизу
                        страницы. 
                        Спасибо за использование сервиса ClipSaver.ru
                    
Travmatik bir olayda bu 3 ana beyin ağı olumsuz etkilenmektedir. Salience (belirginlik) ağı, varsayımsal olarak, default mode ağı (DMN) ile frontoparietal ağ (CEN) arasında geçişi yönetmektedir. Frontoparietal ağ (FPN), genellikle merkezi yürütme ağı (CEN) veya daha spesifik olarak lateral frontoparietal ağ (L-FPN) olarak da bilinen büyük bir beyin ağıdır ve esas olarak dorsolateral prefrontal korteks ve posterior parietal korteksin intraparietal sulkus etrafında bulunan alanlardan oluşur. Bu ağ, sürdürülebilir dikkat, karmaşık problem çözme ve çalışma belleği gibi işlevlerle ilişkilidir. Default mode ağı (DMN), esas olarak dorsal medial prefrontal korteks, posterior cingulate korteks, precuneus ve angular girus gibi alanlardan oluşan büyük bir beyin ağıdır. Bu ağ, kişinin dış dünya ile ilgilenmediği, beyin dinlenme durumundayken, örneğin hayal kurma ve zihin gezintisi sırasında aktif olduğunda bilinir. DMN ayrıca, birey dışsal bir görevle ilgili ayrıntılı düşünceler geliştirdiğinde de aktif olabilir. DMN'nin aktif olduğu diğer zamanlar arasında, bireyin başkalarını düşündüğü, kendini düşündüğü, geçmişi hatırladığı ve geleceği planladığı anlar da bulunmaktadır. Amerikan Psikiyatri Birliği'nin (APA) Teşhis ve Sayımsal Ruhsal Bozukluklar El Kitabı (DSM–IV–TR, 2000), Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB)’nu travmatik olaydan muzdarip bireyler tekrarlayan rüyalar, geçmişe dönüşler ve halüsinasyonlar; olay ile ilişkili düşüncelerden, duygulardan, etkinliklerden, yerlerden ve konuşmalardan kaçınabilir; aşırı uyarılma semptomları yaşayabilir; ve depresyon ile ilişkili duygulara sahip olabilir diye tanımlar. Son zamanlarda yapılan birkaç çalışma, psikolojik bozuklukların içinde TSSB' nun en yaygın olanlardan biri olduğunu göstermiştir. Amerikan Ulusal Komorbidite Çalışmasında, Kessler ve meslektaşları (1995), örneklemlerinin yaklaşık % 84'ünün hayatın başka bir noktasında bozukluk tespit ettiler. TSSB'si olan bireylerin TSSB teşhis edilmemiş bireylere göre üç veya daha fazla ek bozukluğu olması sekiz kat daha fazla olduğu bulundu. TSSB ile birlikte ortaya çıktığı en tutarlı şekilde bulunan bozukluklar içinde Majör depresyon, diğer anksiyete bozuklukları, madde kötüye kullanımı, somatizasyon bozukluğu, uykusuzluk ve Eksen II bozukluklarının (kişilik ve zihinsel bozukluklar) görülür (Kessler ve diğerleri, 1995; Shalev, 2000).  Ayrıca, Alkol ve uyuşturucu kullanımı ve yüksek riskli davranışlar gibi diğer sağlığı tehdit eden davranışlar (örn. cinsel isFsmar, korunmasız seks ve inFhar girişimleri) TSSB ile de ilişkili bulunmuş O'Hare, Shen, Sherrer, 2010). Başkalarına karşı saldırganlıkla ilgili sorunlar, savaş gazileri ve erken travma öyküsü olan mahkumlarda da görüldü (Van der Kolk, ve diğerleri, 1991).  Kronik kaygı ve duygusal uyuşukluk donukluk hali görülmüş (Pennebaker, 1993). Bu kişilerde somaFzasyon bozuklukları olmasını bedenleri aracılığıyla dünyayla ilişki kurarak açıkladılar. Psikolojik durumlardan başka fiziksel organlar açısındanda sıkın9 yaşarlar (Saxe, ve diğerleri, 1994).