У нас вы можете посмотреть бесплатно Sabahattin Volkan - Hüseyni Rebâb Taksimi или скачать в максимальном доступном качестве, видео которое было загружено на ютуб. Для загрузки выберите вариант из формы ниже:
Если кнопки скачивания не
загрузились
НАЖМИТЕ ЗДЕСЬ или обновите страницу
Если возникают проблемы со скачиванием видео, пожалуйста напишите в поддержку по адресу внизу
страницы.
Спасибо за использование сервиса ClipSaver.ru
Rebâbi Sabahattin Volkan 22 Şubat 1901 tarihinde İstanbul'un Fatih Fethiyesin'de doğdu. Pederi, doğduğu semtin ismine izafeten Fethiyeli Ali Haydar Bey adıyla maruf ve muhitinde pek ziyade sevilen ve sayılan fukara babası bir insandı. Ticaretle iştigal ederdi. Annesi ise Seyyid Abdülkadir Geylanî Hazretleri soyundan, Emine Mürşide Hanımdı. Çocukluğu ve tahsil devresine isabet eden yılları, bugün, Yavuz Sultan Selim diye adlandırılmış olan, Fatih'in O en güzel semtinde geçti. Kendini bildiği ilk günden beri, udu takliden süpürge çalmaya başladı. Henüz pek küçük yaşlarında, tek telli bir keman çalmaya başladı. Altı, yedi yaşında iken, O günlerin kalburüstü musiki üstatlarını da yine O muhitte tanıdı. Artık kemanının bütün telleri vardı. Sonraları da, Onların meclislerine devama başlayarak, geçtikleri klâsik eserlerin çalışmalarına iştirak ettirilmek suretiyle, Onların aralarına karıştı. İşte bu zümreden olarak Büyük Hafız Kemali, Hafız Sami, Hafız Cemal, Hafız Veysi, Hafız Ali Rıza, Hanende Fethiyeli Nezihi, Çırçırlı bestekar Kazım ve Çarşambalı Kanuni İzzeddin beyleri ve hele çok sevmiş olduğu Ud Hocası Nimet Arif Hanımefendiyi O yıllarda tanıdı. Sonraki senelerde, yani 1921 senesinden sonra, Göztepe'ye nakl-i hane etmesine müteakip, Hilal Spor Kulübü'nde arkadaşlar arası tesis ettikleri Musiki Kolunda, hoca olarak Sultan Abdülhamid devrinin, meşhur musikişinas ve hanendelerinden olan Beylerbeyli Alyanak Ahmet Beyi tanıdı. O topluluktaki çalışma arkadaşları olan Udi Ali Münim ve Kemani Taha Us beylerle senelerce bir arada ne günler, ne renkli hatıralar yaşadı. Daha sonraları bu topluluğa, bir müddet için büyük ud üstadı Nailî Ökte bey de hocalık etti. Ayrıca Nail Ökte beyin, irfan sofrasından dört beş sene kadar hususi bir şekilde de feyiz aldı. Ve aynı yıllarda idi ki; Eyyubi Bestekar Mustafa Sunar Beyin Musiki Cemiyetine de devam ediyordu. İşte rebaba*1 karşı olan derin ve sarsılmaz sevdası O yıllarda alevlendi. O günlerden bu günlere kadar geçen uzun bir ömür içinde hem kemanın ve hem de rebabın bir aşık-ı sadıkı olarak yaşadı. Manevi hazların erişilmez vuslatına, bu iki yakîn dostunun ruhuna sundukları seslerle erişti. Ne acıdır.. Ne utanç vericidir ki; Böyle büyük bir bestekâr ve virtüözün, TRT arşivlerinde mevcut tek bir bandı bile kalmadı. Ayrıca İstanbul Radyosu sanatkâr ve çalışanları için özenle hazırlayıp satışa sunduğu kitapta, Sabahaddin Volkan Ve "REBAB'TAN SESLER" ile ilgili hiçbir şey yazmadığı gibi, bu büyük sanatçıyı, dans orkestrası şefi olarak ilân etti.. Yetiştirdiği O bir avuç gencin, musikî bilgisi ve irfan aşkı içersinde, oğlunun da Onlara katılmış olarak, Kendisinden sonra Kendisini ebediyen yaşatacaklarından emin olarak ebediyete intikal etmiştir. Ona son gününe kadar, Musikî çalışmalarında, büyük bir feragat ve fedakarlıkla yardımcı olan eşine de, duymakta olduğu şükran borcu sonsuz olmuştur. Allah Ona Rahmet bu millete de Onun gibi büyük sanatkârlar ihsan etsin. Amin. En haylaz talebesi A.Haydar Volkan