У нас вы можете посмотреть бесплатно Çanakkale Şehitlerine Şiiri -Mehmet Akif Ersoy или скачать в максимальном доступном качестве, видео которое было загружено на ютуб. Для загрузки выберите вариант из формы ниже:
Если кнопки скачивания не
загрузились
НАЖМИТЕ ЗДЕСЬ или обновите страницу
Если возникают проблемы со скачиванием видео, пожалуйста напишите в поддержку по адресу внизу
страницы.
Спасибо за использование сервиса ClipSaver.ru
Ahmet Şahin Aksoy'un Müthiş seslendirmesiyle Mehmet Akif Ersoy'un Çanakkale Şehitlerine şiiri. Mehmet Akif Berlin’den döndükten hemen sonra görevli olarak Arabistan’da bulunan Necid’e gitti. Akif sadece Anadolu’da değil tüm İslam coğrafyasında itibar görüyordu. Bu yönü ile Arap dünyasında da sevilip sayılıyordu. Bunu bilen Teşkilat-ı Mahsusa yetkilileri bölgeye yapacakları seyahate Mehmet Akif’i de davet ettiler. Akif, kendisine yapılan daveti vatan ve millet adına bir görev bilerek yola çıktı. Yanında Tunuslu Şeyh Salih, Enver Paşa’nın yaveri Mümtaz Bey de vardı. Heyetin başkanı ise Kuşçubaşı Eşref Sencer’di. Bu seyahat 1915 yılı bahar yaz aylarında gerçekleşti. Yaklaşık beş ay sürdü. Çok zorlu bir yolculuktan sonra Necid’e geldiler. Buraya gelme amaçları İngilizlerle anlaşan Şerif Hüseyin’in Arabistan’da başlattığı isyana karşı, devlete bağlı kabilelerin desteğinin devamını sağlamaktı. Osmanlıya bağlı kabilelerin en önemlisi ise Necid Meliki İbnürreşid idi. Onunla gerekli görüşme ve konuşmaları yaptılar. Hediyelerini takdim ettiler. Sultan II. Abdülhamit’in yaptırdığı Hicaz demir yolunu kullanarak yaptıkları bu seyahat Akif’in hayatında önemli bir yer tuttu. Bu sayede ikinci kez Medine’ye uğradı ve Peygamber Efendimizin kabrini ziyaret etti. Uzun süren bu yolculuk sırasında Tebük-Medine arasında bulunan El Muazzama tren garında bir süre konakladılar. Burada konakladıkları sırada devam eden Çanakkale Muharebelerinden zafer haberleri bekliyorlardı. Telgrafın başında heyecanla bekledikleri bir gün zaferin gerçekleştiği haberi gelince Mehmet Akif adeta kendinden geçti. Gözyaşları içinde oradan uzaklaştı. Çölde bir tenhaya çekildi ve saatlerce kendi kendine mırıldandı. Kah şükür secdesine kapanıyor kah ellerini kaldırıp dua ediyordu. Çok müteessir olmuştu. Biraz toparlanıp kendine geldiğinde hemen bir kenara çekilip Çanakkale Şehitlerine diye bilenen ve Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi? En kesîf orduların yükleniyor dördü beşi, diye başlayan o meşhur “Çanakkale Şehidlerine” şiirini kaleme aldı. Fakat bu şiir o yıllarda yayımlanamadı. Yazıldıktan dokuz yıl sonra 1924’de yayımlanabildi. Bu seyahatin diğer önemli bir sonucu da “Necid Çöllerinden Medine’ye” şiirinin ortaya çıkmasıdır. Sebilürreşad dergisi o esnada kapalı olduğu için bu şiir de ancak 4 Temmuz 1918’de yayımlanabildi. Safahat’ın Beşinci Kitabı olan Hatıralar’da yer aldı. Seyahat dönüşünde Şam’a ve Beyrut’a da uğradılar. Buralarda âlim ve şairlerle toplantılar yaptılar. 1916 yılı başlarında İstanbul’a döndüler. 1919 Temmuz ayında ise o günlerde Lübnan Alaiye’de bulunan büyük müzik adamı Şerif Muhiddin Targan’ın babası Şerif Ali Haydar Paşa’nın daveti üzerine İzmirli İsmail Hakkı Beyle birlikte Lübnan’a gittiler ve paşanın bir ay kadar misafiri oldular.