У нас вы можете посмотреть бесплатно 17 Ağustos 1999 Kocaeli Depremi- Enkaz Altı Belgeseli 2021 или скачать в максимальном доступном качестве, видео которое было загружено на ютуб. Для загрузки выберите вариант из формы ниже:
Если кнопки скачивания не
загрузились
НАЖМИТЕ ЗДЕСЬ или обновите страницу
Если возникают проблемы со скачиванием видео, пожалуйста напишите в поддержку по адресу внизу
страницы.
Спасибо за использование сервиса ClipSaver.ru
#deprem #enkaz altı #belgesel soner demirci-Gölcük depreminin unutulmayacak anları 21 yıl sonra belgesele konu oldu ‘Enkaz altında 17 Ağustos’ 17 Ağustos 1999 Gölcük Depremi, Türkiye’nin yakın tarihteki yaşadığı en büyük felaketlerin başında geliyor. Yaşanan bu büyük felaket tam 21 yıl sonra belgesele konu oluyor. O kara günü dün gibi hatırlayan depremzedeler içlerini Soner Demirci’nin yönetmenliğindeki ‘Enkaz altında 17 Ağustos’ adlı belgeselde döktüler. 17 Ağustos 1999 Gölcük Depremi tüm Marmara Bölgesi'nde, Ankara'dan İzmir'e kadar geniş bir alanda hissedildi. Resmî raporlara göre 17 bin 480 ölüm, 23 bin 781 yaralanma oldu. 42 bin 902 iş yeri hasar gördü. Resmî olmayan bilgilere göre ise yaklaşık 50 bin ölü, ağır-hafif 100 bine yakın yaralı olmuştur. Yaşanan felaket, 21 yıl sonra kendisi de depremi yaşamış olan yönetmen Soner Demirci tarafından ‘Enkaz altında 17 Ağustos’ adlı belgesel çalışması ile tekrar gündeme geldi. Yaşanan felaketten ders çıkarılması adına bu projeye imza attığını söyleyen Demirci’ye ekip arkadaşları Ahmet Kocaman ve İbrahim Şahin eşlik etti. Yönetmen Demirci ,enkaz altında kalanların hikayelerinden oluşan belgeseli maddi çıkar gözetmeksizin Kocaeli’de yaşayan vatandaşlarla paylaşmak istediğini belirtti. ‘HER HİKAYEDE O GÜNLERE GİTTİM’ O kara günü bizzat kendisinin de yaşadığını belirten Soner Demirci, “1999'dan beri arzumuzdu, deprem üzerine herhangi bir sinema alanında, belgesel alanında bir şeyler yapmak. Bu seneye kısmet oldu. Sosyal medya platformunda Kocaelili vatandaşlarımızla görüştük. Destek vermek isteyenler, gönüllü olmak isteyenler oldu. Birleştik, çekimlerimize başladık. Yaklaşık 12 kişi var belgeselde. Bir de uzman anlatıcımız var, depremi teknik açıdan inceleyecek. Belgeseldeki hedefimiz ise şu; yaşanan acılardan bir ders çıkarmak. Çünkü İnsanların özeline giriyoruz, enkaz altında kalanlar var, arama kurtarma ekiplerinde çalışanlar var, yakınlarını kaybedenler var. Çok ciddi bir konu, kolay bir iş olmadı. Biz çekerken de çok zorlandık. Ben çekerken çok duygusal anlar yaşadım. İnşallah Allah'ın izniyle 17 Ağustos gecesinde depremin olduğu saatte bu belgeseli yayınlayacağız. Herhangi bir maddi beklentimiz yok. Kocaeli'ye bunu hediye edeceğiz" dedi. ‘BİR KABUSUN İÇİNDE GİBİYDİK’ 1999 yılında 17 yaşında olan 38 yaşındaki 6 çocuk annesi Asuman Can, o kara geceyi şöyle anlattı. Can, “17 Ağustos depreminde 17 yaşındaydım. Kavaklı'da oturuyordum, iskelenin tam karşısındaydık. 7 katlı binanın 3. katında oturuyorduk biz. Deprem oldu, evimiz yıkıldı. Bütün bir mahalle su altında kaldı. Kötü şeyler yaşadık, baya acı. Ben yaşım biraz da küçük olduğu için depremin ne olduğunu da zaten daha önceden hiç bilmediğimden anlayamadım zaten. Çok büyük bir uğultu ve şiddetli sesler vardı. Bağırmalar çok fazla vardı. Sürekli böyle çığlıklar vardı. Bir zaman sonra sesler de kesildi. Ben her şey geçti zannettim ama hiçbir şey geçmemiş. 10 saat kadar kaldım enkazda. Allah'a şükür ailemden kimseyi kaybetmedim ama bizim binada yaşayanların çoğu öldü. Onlar kurtulamadı. Ben aslında herhalde çocukluğun verdiği bir şeydi, yaşadığımızın rüya olduğunu düşündüm. Yani enkazdan çıkıp da etrafıma baktığım zaman "Burası neresi?" dedim. "Nereye geldik biz?" dedim. "Allah'ım bu bir kabus, biz bu kabustan uyanacağız" dedim. Ama kabus değilmiş, çok kötüydü" diye konuştu. ‘GÖLCÜK’ÜN YOK OLDUĞUNU GÖRDÜK’ Depremi kolay atlatanlar arasında olan 40 yaşındaki Özgür Ersöz de enkazdan çıkar çıkmaz yardım çalışmalarına katıldıklarını belirtti. Ersöz, “17 Ağustos felaketine Gölcük'te yakalandım bende. Evimde, yatağımda yakalandım. Deprem olmaya başladığı an biz de herkes gibi ne olduğunu bilmiyorduk. Bir an için aklımıza düşen senaryolar, "Savaş mı çıktı?', "Fabrika mı patladı?" diye düşündük. Deprem en son aklımıza geldi ama aslında haftalardır bizi uyarıyordu. Akşamları ufak ufak depremler oluyordu. Gece 3'te birden sarsıntı başladığı zaman bina çatırdamaları, yatağımızın tavanla birleşmesi gibi anı yaşayınca, korkmaya başladık. Deprem kısa bir süre sonra 1-2 saniyelik ara verdi. O zaman anladık deprem olduğunu. O anda bizim evimiz hasar aldı ama yıkılmadı, biz de evden çıkabildik. Daha sonrasında da gün aydınlanmasıyla birlikte bir sokak ötemizden itibaren Gölcük'ün yok olduğunu fark ettik. Gölcük'te artık enkazların olduğu, mahallelerin yok olmaya başladığı haberleri gelmeye başladı" diye konuştu.