Furuğ Ferruhzad - Günah скачать в хорошем качестве

Furuğ Ferruhzad - Günah

Furuğ Ferruhzad, 5 Ocak 1935 İran doğumludur. Şiir yazmaya henüz 16 yaşındayken başlayan şair, çeşitli sanat dallarında da eserler ortaya koymuştur. Ferruhzad, 32 yaşında hayata veda etmesine rağmen çağdaş İran edebiyatının en önemli şairleri arasında yer almakta ve ortaya koyduğu eserlerle farklı bir pencereyi aralamaktadır. Şairin eserlerinde toplumsal cinsiyet, cinsiyete dayalı ayrımcılık ve kadınlara yönelik hak ve talepler doğrudan veya dolaylı olarak ele alınmaktadır. Şair oluşturduğu eserlerde kendi tecrübeleri ve hayatın içerisindeki olaylardan yoğun olarak beslenmiştir. Furuğ Ferruhzad'ın şiirlerinde iki dönemden bahsedilmektedir. Bu dönemselleştirme ele aldığı konular ve bu konuları işleyiş tarzı bakımından değerlendirilmektedir. Ferruhzâd’ın ilk üç şiir kitabı olan Esir, Duvar ve İsyan'ın ilk dönemi temsil ettiği belirtilmektedir Şairin ikinci dönem şiirlerinin ise Bir Başka Doğuş şiir kitabıyla başladığı bilinmektedir. Ferruhzad ilk dönem şiirlerinde dış dünyayı açıklama çabası içerisinde betimleyici bir yöntem kullandığını, ilgili dönemde yazdığı şiirlerle kendisinin henüz bir bütün olmayı başaramadığını ifade etmiştir. İkinci döneminde ise şiiri sadece betimleme ve duyguların ifadesi olarak değil yeni unsurları keşfettiği bir alan olarak tanımlamıştır (Detaylı bilgi için bkz. file:///C:/Users/CEYHUN/Downloads/Karanliga_ve_Geceye_Takintili_Bir_Sair_F.pdf ). Şairin dinlemekte olduğunuz Günah isimli şiiri kendisinin birinci dönem özelliklerinin anlaşılması açısından oldukça önemlidir. Günah isimli şiirinin yayımlanması şairin hayatı üzerinde de son derece etkili olmuştur. Şiir şairin İranlı editör Naşir Hodayar ile yaşadığı ilişkinin bir itirafı niteliğindedir (Ayrıntılı bilgi için bkz. Furuğ Ferruhzad, Yaralarım Aşktandır, Çev. Haşim Hüsrevşahi, Kanguru Yayınları, 2009, Ankara.). GÜNAH Günah işledim lezzet dolu bir günah titreyen esrik bir tenin yanında tanrım ne bileyim ne yaptım ben o karanlık susku dolu zulada o karanlık susku dolu zulada baktım gözlerine gizemleriyle dolu gözlerinin çaresiz isteklerinden kalbirn göğsümde çırpınıp durdu o karanlık susku dolu zulada yanında darmadağın oturdum dudaklarıma heves döktü dudakları deli kalbimin üzüncünden kurtuldum aşkın öyküsünü okudum kulaklarına: seni istiyorum ey benim cananemi ey bağrı can bağışlayan, seni seni ey aşığım benim divanemi kırmızı şarap camda oynadı gözlerinde heves yalazlandı yumuşak yatakta benim bedenim göğsünde onun sarhoşça kıvrandı günah işledim lezzet dolu bir günah alevii yangılı bir kucakta günah işledim kinci, sıcak ve demirsi iki kol ortasında.