У нас вы можете посмотреть бесплатно Dücane Cündioğlu: Ölüm tirajiktir ve kabullenilemez… или скачать в максимальном доступном качестве, видео которое было загружено на ютуб. Для загрузки выберите вариант из формы ниже:
Если кнопки скачивания не
загрузились
НАЖМИТЕ ЗДЕСЬ или обновите страницу
Если возникают проблемы со скачиванием видео, пожалуйста напишите в поддержку по адресу внизу
страницы.
Спасибо за использование сервиса ClipSaver.ru
Dücane Cündioğlu dinin, bilim ve felsefenin kapsamlarını çiziyor. 01:05 NEREDEN GELİYORUZ? NEREYE GİDİYORUZ? Yanıtlaması zor bir soru olarak görülse hayvanlar ve bitkipler nereden gelip nereye gidiyorsa insan da oradan gelir oraya gider. Bu bir bilgi sorunu değil, bildiğimize tahammül edememe, katlanamama sorunudur. Doğmak bir başlangıçtır ve kimse sorun etmez ancak ölüm din, felsefe ve yaşamın anlamının konusu olmuş. Ölümün trajik bir yanı vardır, hakikattir ama kabullenilemez. 02:22 DİN ANLAM VERİR, AÇIKLAMAZ Dinin temeli de inançtır ama kurumsallaşmıştır. İnanç hiçbirşeyi açıklamaz ama anlamlandırır. Başlangıç olarak Adem ve Havva, sonuç olarak kıyamet, ortasında da bu baş ve sona göre yaşanması gereken bir hayat. Tutarlı bir bütünlüktür, doğru olması gerekmez. 03:37 BİLİM AÇIKLAR, ANLAM VERMEZ Bilim anlam verme yeteneğinden mahrumdur, o sadece açıklar. Bu dünyada olanları parça parça açıklar, fizik, kimya... Din ne kadar sentetik, bütünlüğe yönelikse bilim o kadar analitiktir ve çözümler. 03:45 FELSEFE İKİSİ ARASINDA KÖPRÜDÜR Anlam veren ama açıklama yapamayan bir DİN, açıklayan ama anlam veremeyen bir BİLİM vardır. Din ısıtır ama aydınlatmaz; BİLİM aydınlatır ama ısıtmaz, kış güneşi gibidir. İkisiyle de (anlam verme ve açıklama) irtibatlı olan tek etkinlik FELSEFEdir. Bilimi esas alır, filozof bilim adamlarının üstünde yer aldığından dünyayı sürekli açıklama iddiasındadır. Hakikati talep eder. 04:30 ANLAM Bilim için önemli olan iyi değildir, iyi bilimin umurunda değildir (örnek cep telefonu ve radyasyon). Din ısıtır aydınlatmaz, insanlar karanlıkta yaşayabilirler ama soğukta yaşayamazlar. Kanser hastasına bilim adamı ne kadar ömrü kaldığını söyler. Söylediği doğru ama iyi değildir. Din adamı umut verir. Din başı sonu olan ve sonlu olan bir bütünlük kurduğu için ısıtır. İnsanoğlu bu bütünlük içine kurulduğunda dünya umurunda olmaz. Felsefe iki tarafla ilişkiyi dengeler: açıklar ve ısıtır (anlamlandırır). 05:34 DİN ve BİLİMİN AYRILMASI “Devlet ve dini” ayırmadan evvel “bilim ve dini” ayırmayı becermeliyiz. Tarihte de böyle olmuştur. Batı bu problemi çok önce çözdü; biz kenardaki ükeler bunları tartışıyoruz. Din ve insanın doğadan edindiği bilgi karşı karşıya geldiğinde (akıl ve vahit karşılığı) nasıl aşacak? Dindarlar felsefe ve bilimin (insanın) kendi edindiği bilgiyle kutsal kitabı uzlaştırır. Uzlaştırma fedakarlık demektir. Bilimde uzlaşma olur mu? Siyaset, ticaret, hukuk, ahlakta (toplumsal olanda) uzlaşma olur. 07:36 SİYASET Din bütünü kurduğu için siyaset için avantajlı araçlardan biridir. Siyasetçilerin dini araçsallaştırmaları kaçınılmazdır. Bilim araçsallaştırılamaz çünkü elverişli değildir. Siyasetçiler bilim adamlarını kullanır, bilimin kendisini değil. 08:32 DİN, ŞİDDET ve OTORİTE İnancın doğası gereği din bir toplum mühendisliği aracı olarak kullanılırsa kesinlikle şiddete dönüşür. Düşünceden yoksun her inanç zorla iknaya dayanır. Doğunun yazgısı dinle siyasetin içiçe olmasıdır. Rahip krallar yönetilir ve bu da despotizme yol açar. Tanrının tecessüm etmiş hali kraldır, sultandır. Tanrıya itaatle sultana itaat arasında fark yoktur. 09:38 KÜLTÜR, MODERN HAYAT DOĞAYI ÖRNEK ALMAZ Kültürde (modernite) doğa örnek alınmaz, çünkü doğanın kendinde us (akıl) yoktur. Bizim usumuz var ve biz yasaya hürmet ederiz. Yasa (mesela kırmızı ışıkta durmak) insan bilincinin ürünüdür, insan yasada kendini tanır. Ussal olanla her karşılaştığımızda kendi evimizde hissederiz. 11:36 ŞİMDİYLE TEMAS EDEMEME Bu toprakların insanları şimdiyle temas edemiyor, ihmal ediyor, patolojiye dönüşür. İnsan güdülerini bastırır ve toplum bu güdülerin bastırılmasıyla kurulur. Değerler de bastırılır. Bir de dış gerçeklikle (şimdiyle) çatışır. Bunun Piskoza yol açtığını söyler. Şimdiyle temas etmemenin zararı nedir? Ben hiç kendi çağımı yaşamadım. İdeallerin peşinde koşunca gerçeklikle temasınız azalıyor. Yaşam sevincini tatmama bizi güçlü kıldı ama Andrei Tarkovski “Kütükler kalın, sert ve yıkılmaz görünürler ama cansızdırlar, fideler ise ne denli kırılgan görünseler de taze ve canlıdırlar” der. Kütük olmaya heveslenmek niye? 18:30 DOĞRUYU NASIL TAYİN EDECEĞİZ? “Dört kadın alınabilir” doğru mu? İyi mi? Kutsal kitap böyle diyor ama toplumsal bilinç tastikleyemiyor. Kuran’da köle cariye hukuku çok yer kaplar; nazil olduğu toplum köleciydi. İslam tarihinde köleciliğe karşı çıkmış tek bir alim yoktu. Hadım etme kurumuna yönelik eleştiri bile yoktu. Hepimiz içinde yaşadığımız çağın bilinciyle düşünürüz. İnsanlık bilinci tartışa tartışa bu noktaya gelmiş. Başkalarına uygulamak istediğiniz hukuk size uygulandığında kabul edemezsiniz. 20:55 ARAFTA MIYIM? Arafta idim ama uzun zamandır arafta olduğumu düşünmüyorum. Araf iki şeyin arasında kalmakla ilgili bir durumdur. Düşüncelerimin olgunlaştığına inandığımda kamuoyuyla paylaşıyorum. 21:38 YENİ DÜCANE'LERİ GÖRDÜKÇE ÜZÜLÜYORUM Hep yeni Dücane’lerin işlerini biraz kolaştırabilir miyim, biraz daha meselenin esasını erkenden görmelerine yardımcı olabilir miyim diye düşünüyorum…