• ClipSaver
  • dtub.ru
ClipSaver
Русские видео
  • Смешные видео
  • Приколы
  • Обзоры
  • Новости
  • Тесты
  • Спорт
  • Любовь
  • Музыка
  • Разное
Сейчас в тренде
  • Фейгин лайф
  • Три кота
  • Самвел адамян
  • А4 ютуб
  • скачать бит
  • гитара с нуля
Иностранные видео
  • Funny Babies
  • Funny Sports
  • Funny Animals
  • Funny Pranks
  • Funny Magic
  • Funny Vines
  • Funny Virals
  • Funny K-Pop

Livaneli Sohbet 22. Bölüm: Cumhuriyet, Bekle Beni, Tarihi Okumak ve Anlamak скачать в хорошем качестве

Livaneli Sohbet 22. Bölüm: Cumhuriyet, Bekle Beni, Tarihi Okumak ve Anlamak 4 дня назад

скачать видео

скачать mp3

скачать mp4

поделиться

телефон с камерой

телефон с видео

бесплатно

загрузить,

Не удается загрузить Youtube-плеер. Проверьте блокировку Youtube в вашей сети.
Повторяем попытку...
Livaneli Sohbet 22. Bölüm: Cumhuriyet, Bekle Beni, Tarihi Okumak ve Anlamak
  • Поделиться ВК
  • Поделиться в ОК
  •  
  •  


Скачать видео с ютуб по ссылке или смотреть без блокировок на сайте: Livaneli Sohbet 22. Bölüm: Cumhuriyet, Bekle Beni, Tarihi Okumak ve Anlamak в качестве 4k

У нас вы можете посмотреть бесплатно Livaneli Sohbet 22. Bölüm: Cumhuriyet, Bekle Beni, Tarihi Okumak ve Anlamak или скачать в максимальном доступном качестве, видео которое было загружено на ютуб. Для загрузки выберите вариант из формы ниже:

  • Информация по загрузке:

Скачать mp3 с ютуба отдельным файлом. Бесплатный рингтон Livaneli Sohbet 22. Bölüm: Cumhuriyet, Bekle Beni, Tarihi Okumak ve Anlamak в формате MP3:


Если кнопки скачивания не загрузились НАЖМИТЕ ЗДЕСЬ или обновите страницу
Если возникают проблемы со скачиванием видео, пожалуйста напишите в поддержку по адресу внизу страницы.
Спасибо за использование сервиса ClipSaver.ru



Livaneli Sohbet 22. Bölüm: Cumhuriyet, Bekle Beni, Tarihi Okumak ve Anlamak

Dostlarım merhaba. Cumhuriyet Bayramınız kutlu olsun. Bu yıl Cumhuriyetimizin 102. yıl dönümünü kutladık. Cumhuriyetin, bence her zamankinden daha sağlam bir şekilde devam ettiğini düşünüyorum. Çünkü halk sahip çıkıyor; halk, kendi cumhuriyetine, yani yaşam biçimine, yani 250 yıldır Osmanlı’dan bu yana Batılılaşmaya çalışan bir ülkenin yaşam biçimine sahip çıkıyor. “Ben böyle yaşamak istiyorum; cumhuriyetin kurucu ilkeleriyle ama demokratikleştirerek ve insan haklarına saygı göstererek yaşamak istiyorum” diyen bir irade beyanında bulunuyor. Bu iradenin, bu yıl meydanlarda, Anıtkabir’de, sokaklarda kendini göstermek isteyen insanlarla somutlaştığını gördük. O bakımdan, Cumhuriyet bence çok güçlü. Kutlu olsun. Sizinle bugün bir konuda dertleşmek istiyorum. Kitaplarıma çok yakın ilgi gösteriyorsunuz; çok teşekkür ederim. Özellikle bu konuşmaları dinleyenler arasında kitaplarımı çok iyi okuyanlar var. Hatta bazen, bazı bölümleri benden daha iyi biliyorlar. Çünkü gönderdikleri mesajlardan, paylaştıkları alıntılardan bunu anlıyorum. Şimdi yeni bir romanım çıktı biliyorsunuz: Bekle Beni. Bu romana gösterdiğiniz büyük ilgi için de çok teşekkür ederim. Gerçekten bir yazar için bu büyük bir mutluluk. Bununla ilgili birkaç düşüncemi paylaşmak istiyorum; çünkü bazı dikkatli okurlar, “Bu kitaptaki bazı olayları biz zaten biliyorduk” dediler. Evet, doğru. Sevdalım Hayat adlı yaşam öykümde ve başka yayınlarda başımdan geçenleri anlatmıştım. Ama neden bu kitaba gerek duydum? Çünkü bu bir roman. Otobiyografide anlatamayacağınız şeyler vardır. Olayları derinleştirmek, psikolojik katmanlarına inmek, felsefi boyutlarını ele almak romanın alanıdır. Ben bu romanla bir tanıklık görevi de üstlenmek istedim. 68 olaylarının içindeydim, tanığıyım. O olayların öncüleri, kahramanları arkadaşlarımdı. Ama onların sadece birer figür değil, insan olduklarını gördüm. Bu kitapta insan hikâyeleri anlatıyorum; sadece halkın önüne bir bayrak gibi çıkmış kahramanlar değil, duyguları, zaafları, inançları olan insanlar var. Marx’ın “İnsanım ve insani olan hiçbir şey bana yabancı değildir” sözü, hapiste de geçerli, dışarıda da, devrimde de, aşkta da. Belki bazılarınız inanmayacak ama tarih, bilim insanlarının da bildiği üzere, çok tahrif edilen bir şeydir. Sadece Türkiye’de değil, dünyanın her yerinde. “Resmî tarih” denip eleştirilen şey kadar, “gerçek tarih” iddiasıyla ortaya konan birçok anlatı da çarpıtılmıştır. Çünkü dilin kemiği yoktur; sorgulama yeteneği olmayan kişi, kendisine söyleneni kolayca doğru sanabilir. Buradan Descartes’ın ünlü sözünü hatırlayalım: “Düşünüyorum, öyleyse varım.” Aslında sözün aslı “Şüphe ediyorum, düşünüyorum, öyleyse varım” şeklindedir. Batı kültürü, “şüphe ediyorum” kısmını atmıştır. Çünkü “şüphe eden” insan, sorgulayan insandır; sorgulayan insan ise körü körüne inanan değildir. Oysa dinin ve otoritenin istediği, sorgulamayan insandır. Bu bile bize gösteriyor ki düşünce tarihinin kendisi bile sansür ve çarpıtmadan azade değildir. Bunun gibi bir tahrifat da “Bizans” konusunda yapılmıştır. Bugün hepimiz Bizans İmparatorluğu’ndan söz ederiz, ama aslında böyle bir devlet hiç var olmamıştır. Fatih Sultan Mehmet’in aldığı Konstantinopolis, Bizans değil, Roma İmparatorluğu’na aitti. Paraların üzerinde de “Kayzeri Diyar-ı Rum” yazar; “Bizans” yazmaz. “Kayzer” sözcüğü “Sezar”dan gelir; Çar, Sarı gibi kelimelerle aynı köktendir. Fatih kendini Roma Sezarı’nın devamı olarak görmüştür. Yani devletin adı Roma’dır, Bizans değil. Bu durum 16. yüzyıla kadar böyle sürmüştür. Ancak Batılı tarihçilerin zoruna gitmiştir: “Nasıl olur da Roma’yı Türkler yıkar?” Bu yüzden bir Alman tarihçi, Hieronymus Wolf, 16. yüzyılda “Bizans” adını icat etmiş ve literatüre sokmuştur. Biz de bunu hiç sorgulamadan kabul etmişiz. Oysa Fatih’in devraldığı imparatorluk Roma’dır. Peki, bizim tarihçilerimiz bunu bilmiyor mu? Elbette biliyorlar. Ama uluslararası çevrelerde yüksek sesle dile getiremiyorlar; çünkü akademik ilişkiler, burslar, misafirlikler var. “Evet, aslında doğru ama modern literatürde Bizans olarak geçiyor” diyerek konuyu geçiştiriyorlar. Oysa bu bir teslimiyet. “Batı tarihini tahrif etmez” sanıyoruz ama ediyor. Hatta bir imparatorluğu yok sayacak kadar. Rejimler tarihi değiştirir. Sovyet ansiklopedilerine bakın: Stalin kimi yıllarda 10 sayfa anlatılır, kimi yıllarda 3. Resimleri büyür, küçülür, bazen tamamen yok olur. Renan’ın dediği gibi, “Devletler geçmişlerini çarpıtır.” Bu doğrudur. Ancak “resmî tarih her zaman yalan” da değildir. Bazen resmî tarih doğruyu da söyler. Popüler kültürde de, akademide de yanlış bilgilerle doluyuz. Örneğin “Gel, ne olursan ol yine gel” sözü Mevlana’ya ait değildir. Ya da hepimizin duygulandığı “Bir başkadır benim memleketim” aslında bir İsrail melodisidir. “Çırpınırdı Karadeniz” ise Ermeni besteci Sayat Nova’ya aittir. Bunlar önemli çünkü her bilgiyi sorgulamamız gerekir. Kitapta, videoda, sosyal medyada duyduğumuz her iddiayı doğru sanmamalıyız. Bir fikri duydun mu? Hemen karşıtını da oku.

Comments

Контактный email для правообладателей: [email protected] © 2017 - 2025

Отказ от ответственности - Disclaimer Правообладателям - DMCA Условия использования сайта - TOS



Карта сайта 1 Карта сайта 2 Карта сайта 3 Карта сайта 4 Карта сайта 5