У нас вы можете посмотреть бесплатно sesli makale / üst kimlik / sedat gönül или скачать в максимальном доступном качестве, видео которое было загружено на ютуб. Для загрузки выберите вариант из формы ниже:
Если кнопки скачивания не
загрузились
НАЖМИТЕ ЗДЕСЬ или обновите страницу
Если возникают проблемы со скачиванием видео, пожалуйста напишите в поддержку по адресу внизу
страницы.
Спасибо за использование сервиса ClipSaver.ru
Üst Kimlik Ulus-devlet yapısı içinde azınlıkların varlığı, bu devletler için kimi zaman ciddi sorunlara neden olmuştur. Genellikle çoğunluk ırkın kimliğiyle karakterize edilen ulus-devlet yapıları, azınlıklara karşı tahammülsüz bir tutum sergilemiştir. Bazı durumlarda, azınlıkların varlığı çoğunluk tarafından bir tehdit olarak algılanmış ve bu gruplar düşman kategorisine sokularak ortadan kaldırılmaya çalışılmıştır. Bu yaklaşım, zaman zaman soykırıma varan uygulamalara kadar uzanmıştır. Ulus-devlet içinde gücü elinde bulunduran etnik grubun, azınlık olanlara reva gördüğü en "zararsız" yöntem ise onları kendisine benzeterek asimile etmeye çalışmak olmuştur. Ancak bu yaklaşım, azınlık gruplar tarafından çeşitli biçimlerde karşılık bulmuştur. Bu hastalıklı tutum, kimi zaman isyana ve silahlı başkaldırıya dahi dönüşmüştür. Bu durum ise zulmün artmasına ve daha büyük mağduriyetlerin ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Anti-demokratik yöntemler benimseyen ırkçı ulus-devlet organizasyonları, sorunlara rasyonel çözümler üretmek yerine akıl dışı yöntemlerle yaklaşmış; kimi zaman inkâr, kimi zaman yok sayma gibi uygulamalarla azınlıklar üzerinde baskı kurmaya devam etmiştir. Ulus-devletlerin en insani yaklaşımı ise "üst kimlik" politikası olmuştur. Bu noktada sıklıkla Amerikan Birleşik Devletleri örnek gösterilmiştir. Ancak Amerikan sosyolojisi, ulus-devlet sosyolojisi ile aynı değildir; bu sebeple Amerikan üst kimlikliği, ulus-devlet üst kimliğine rol model olamaz. Üst kimlik anlayışı, çoğunluk ve azınlık gibi etnik ayrımlarla karakterize edilemez. Neden azınlık olan bir grup, kendini alt kimliğe konumlandırıp çoğunluğun tahakkümüne razı olsun ve orta vadede asimile olmayı kabul etsin ki? Ayrıca, dünya ölçeğinde bakıldığında, neredeyse her ırk azınlık konumundadır. Bu durumda, küreselleşen bir dünyada ulus-devletlerin yöneticileri de ileri sürdükleri bu "masum" görünen fakat aslında hiç de masum olmayan alt kimlik anlayışına göre kendi ırklarını da alt ırk olarak kabul edip bazı ayrıcalıklarından feragat etmek zorunda kalır. Gerçekte ise alt ve üst kimlik, bir ulus-devletin içindeki etnik çoğunluk ve azınlıklarla değil; dünya ölçeğinde zenginlik ve yoksullukla belirlenir. Aynı ortamda, kısa bir süreliğine dahi olsa bir araya gelmek zorunda kalan fakirler ve zenginler –ki bu iki gruplar nadiren bir araya gelir– içinde kimin zengin, kimin fakir olduğu hemen anlaşılır. Bu fark o kadar barizdir ki, sanki iki farklı tür gibidirler. Zenginin ruh hâli dışa dönüktür; algıları açıktır, gelişime elverişlidir. Geleceğe umutla bakar, anı yaşamanın rahatlığı yüzüne yansır. Dün ile ilgilenmez; yüzü geleceğe dönüktür. Yüzü geleceğe dönük olduğu için mi zengindir, yoksa zengin olduğu için mi geleceğe dönük yaşar, bu tartışılabilir. Ancak geçmişiyle hesaplaşmış, yaşananları rafa kaldırmıştır. Fakirlik ise alt kimliktir. Gelecek kaygısı yüzünden yüzü sürekli asıktır; geçmişi, yaşadığı anı istila etmiştir. Bu yüzden realite ile gerektiği kadar ilgilenemez. Sayısız kaygı, onun rahat nefes almasını bile zorlaştırır. Vücut dili, iç dünyasını hemen ele verir –kendisi bunun farkında olmasa da. Gelecek, onun için karanlık bir dehliz gibidir. Umut etmek istese bile buna gücü yetmez. Bu sebeplerle, gerçek "üst kimlik" zenginliktir; "alt kimlik" ise fakirliktir. Bu ayrımın, ulus-devlet sınırları içindeki ırkların sayısal oranlarıyla bir ilgisi yoktur. Sedat Gönül