У нас вы можете посмотреть бесплатно Bu Şehirde Bir Cinayet Daha | Gece Bestesi или скачать в максимальном доступном качестве, видео которое было загружено на ютуб. Для загрузки выберите вариант из формы ниже:
Если кнопки скачивания не
загрузились
НАЖМИТЕ ЗДЕСЬ или обновите страницу
Если возникают проблемы со скачиванием видео, пожалуйста напишите в поддержку по адресу внизу
страницы.
Спасибо за использование сервиса ClipSaver.ru
Şarkının Hikayesi : İstanbul'un kalabalık vapurlarında tanıştılar; biri şehrin kasvetli yanından, diğeri yutulmuş umutlarından geliyordu. Ekin, 28 yaşında, zorlu sokaklarda büyümüş bir delikanlı. Babasını kaybetmenin yüküyle omuzları erken çökmüş, hayatı direksiyon sallayarak, küçük işler peşinde koşarak sürdürüyordu. Sözünün eriydi; bir kez söz verdi mi, ne olursa olsun tutardı. Leyla ise 26'sında, kendi hayatını Kadıköy'de bir atölyede kurmaya çalışan, yorgun bir grafik tasarımcıydı. Vapurda başlayan sohbetleri, Beyoğlu'nun arka sokaklarında içilen kahvelerle devam etti. Ekin, Leyla'ya geçmişinden bahsederdi ama hep yarım kalırdı. Leyla, telefonuna gelen gizli mesajları, geceleri ansızın gelen aramaları fark ediyordu. "Bu şehirde herkesin bir sırrı var," derdi Ekin, "ama benimki seni korumak için." Leyla'nın merakı endişeye dönüyordu; çünkü Ekin'in gençlikte bulaştığı yanlış bir arkadaş çevresi vardı. Küçük bir borç meselesi, Ekin'in namus meselesi yaptığı bir söz yüzünden büyümüş, peşini bırakmıyordu. Aşkları büyüdükçe gölge de uzuyordu. Leyla, Ekin'in yorgun halini, morarmış yumruklarını görüyordu. Bir gece, Ekin eve gelmedi. Sabah döndüğünde, "Kavga çıktı," dedi. Leyla, tüm gerçekliği bilmek istediğinde, Ekin sustu ve masaya bir defter uzattı. İçinde yarım kalmış sözler vardı: "Saat üçü geçer bu şehirde, yine bir cinayet işlenir kalbimde." Sonra acı bir fısıltıyla ekledi: "Mafya peşinde değil, bu benim kendi hesabım. Ama bu hesap seni alırsa yaşayamam." O gece, ayrılmaya karar verdiler. Leyla, Ekin'in kendisi için bu fedakarlığı yapmasını istemiyordu. Sonbahar yağmurları başladığında işler kızışmıştı; o eski çevrenin baskısı artmıştı. Ekin, o son vapurda Leyla'ya bir veda gibi sarıldı. "Bırak gitme demedim ki sana, dedim ki sadece, kalma bu limanda. Benim yelkenlerim paramparça," diye fısıldadı, sonra oradan uzaklaştı. Leyla, bir daha Ekin'i görmedi. Ne öldüğü biliniyordu, ne yaşadığı. Sadece bir kayıp olarak kaldı. O defteri aldı, Ekin'in son sözlerini bir şarkıya döktü. Geceleri, Boğaz'ın sularını izlerken mırıldandığı bu şarkı, onun hikayesiydi. "Sen gittin ya, kadehler doldu, benim hikayem senin masalın oldu." Bu şarkı, Ekin ve Leyla'nın değil, bu dumanlı şehrin yuttuğu binlerce isimsiz hikayenin şarkısıdır. Belki senin de bir sırrın vardır...