У нас вы можете посмотреть бесплатно Her Yemekten Evvel Bu Niyeti Etmeyi Unutmayın! (Mehmet Zahid Kotku (k.s.)) или скачать в максимальном доступном качестве, видео которое было загружено на ютуб. Для загрузки выберите вариант из формы ниже:
Если кнопки скачивания не
загрузились
НАЖМИТЕ ЗДЕСЬ или обновите страницу
Если возникают проблемы со скачиванием видео, пожалуйста напишите в поддержку по адресу внизу
страницы.
Спасибо за использование сервиса ClipSaver.ru
“Her şey niyete bağlıdır.” buyuruyor Efendimiz (s.a.v.). Çünkü niyet, amellerin ruhudur. İnsan dünyada attığı her adımı, aldığı her lokmayı, yaptığı her işi bir niyetle yapar. Ama niyet Allah için değilse, o amel kabuktan ibarettir. Mehmet Zahid Kotku Hazretleri buyurur: “Evinde yemek yerken de, misafirliğe giderken de niyetini unutmamalısın. O yemeği sadece karnını doyurmak için değil; ‘Yâ Rab, bu yemekle bana ibadette güç ver.’ diyerek yersen, o lokma ibadet olur.” Bu, sıradan bir söz değil, insanın kulluğunun özüyle ilgilidir. Çünkü “el-a‘mâlü bi’n-niyyât” — ameller niyetlere göredir (Buhârî, Müslim). Peygamber Efendimiz (s.a.v.) zenginin de fakirin de davetine gider, kölelerin sofrasına oturur, miskinlerle ekmek yerdi. O tevazunun zirvesiydi. Çünkü Allah katında değer, malda değil kalptedir. Kur’ân-ı Kerîm buyurur: “Ey insanlar! Sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Birbirinizle tanışasınız diye kavimlere ve kabilelere ayırdık. Allah katında en üstün olanınız, O’na karşı en çok takvâ sahibi olanınızdır.” (Hucurât, 13) Kulluğun zirvesi tevazudur. Zenginliğiyle kibirlenen, fakiri küçümseyen aslında Allah’ın nimetini inkâr eder. Hazreti Hasan (r.a.) miskinlerin arasında oturup onlarla ekmek yemiştir. O büyükler, “büyüklüğü” altınla değil, merhamet ve edep ile ölçerlerdi. Yemekteki niyet, bir tas çorbayı bile ibadet hâline getirir. Çünkü “Allah için yapılan her şey ibadettir.” Kotku Hazretleri der ki: “Yemek için toplanmadık, muhabbet için toplandık.” “Zengin davet eder koşarsın, fakir davet eder duymazsın — işte nefsin ölçüsü budur.” “Yemeğe otururken niyet et: Yâ Rab, bu rızıkla bana kuvvet ver, Sana kulluk edeyim.” Bu edep, bir gönül inceliğidir. İmam-ı Gazâlî şöyle der: “Lokma, ya seni Allah’a yaklaştırır, ya O’ndan uzaklaştırır. Niyet, bu ayrımı belirler.” O hâlde her lokmadan evvel durup düşünelim: Bu nimet kimin lütfu, bu kuvvet kime hizmet edecek? Unutmayın: Her lokma bir emanet, her davet bir imtihandır. Ve asıl ziyafet, ahirette Allah’ın rahmetiyle kurulacak sofradır…